AKLA ZİYAN MALİ SORULAR! (Beş Dakika Ara!..)

AKLA ZİYAN MALİ SORULAR! (Beş Dakika Ara!..)

BEŞ DAKİKA ARA: AKLA ZİYAN MALİ SORULAR!....

Soru-5:


Hocam, gece vakti daha doğrusu karanlık çöktükten sonra ceza kesilmez diye bir şey var mı? Mesai saatlerinin akşama sarktığı özellikle kısa kış günlerinde gündeme geliyor bu konu. Bazılar, karanlık çöktükten sonra vergi-ceza ihbarnamesi düzenlenmesinin hukuken sahih olmadığını söylüyor. Var mı böyle bir şey kanunda? Bizi aydınlatır mısınız bu konuda?

Rumuz: Endişeli

Cevap-5:

Nerden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri arkadaş? Boş inanç bütün bunlar. İnanmayın bunlara. Tırnak mı ki arkadaş, gece kesince sakıncası olsun? Hoş tırnağın da gece kesilmesinin herhangi bir sakıncasının olduğu söylenemez ya. O da ayrı mesele.

Velhasıl güzel kardeşim, yılların vergicisiyim ama şimdiye kadar güvenilir hiçbir kaynakta, mesai saatleri içerisinde vergi cezası kesilemeyeceğini öngören herhangi bir hükme rastlamış değilim.

Sen de endişe etme. Vergi de salarsın, ceza da kesersin. Çekinmene gerek yok yani. Meğerki gece karanlığında yanlış kişi yanlış ceza kesmek durumları söz konusu olmasın.

Ves-selam…

Soru-4:

Maliyeci görüyorum.

Normal mi bu hocam?

Hem de gündüz vakti, iş saatleri içerisinde.

Uyanıkken üstelik.

Gündüz gözüyle yani.

Bazı şeyleri kafama gereğinden fazla mı takıyorum?

Ondan mıdır hocam?

Güpegündüz maliyeci görmem normal mi hocam?

Bir çaresi yok mu bu durumun?

Yardım edin lütfen.

Rumuz: Korku

**

Cevap-4:

Tövbeler olsun.

Ne diyorsun evladım sen?

Muuck..tık tık…

Tahtalara vuralım.

Ağzından çıkanı kulakların duyuyor mu?

Zirvesinde bulunduğumuz şu dijital çağda her iş ve işlemin elektronik ortamda gerçekleştiği, e-yoklama ve e-tebliğin konuşulduğu günümüzde maliyeci ne arasın?

Daha neler?

Bilinçaltındaki maliyeci imgesinin dışa yansıması sonucu yaşamamış olduğun bir tür halüsinasyondur senin gördüklerin.

Cironu mironu bilmiyorum ama yine de iyisi mi sen bir YMM’ye görün.

Sana şöyle sağlam bir Tam Tasdik muskası yapsın.

Etrafında maliyecinin esamisi okunmaz bir daha.

Tecrübeyle sabit.

Muska sağlam yani.

Hadi geçmiş olsun kardeşim.

SORU-3:

İyi günler hocam,

Afiyettesinizdir inşallah.

Bir maruzatım olacaktı müsaadenizle.

Nasıl desem, biz ortağımızla hoşlaşmıyoruz artık hocam.

Üç yıllık bir şirketiz.

En başında bazı şüpheler vardı kafamda onun hakkında.

Ama olsun dedim. Ortaklığı kurunca zamanla düzelir dedim.

“Şirkette keramet var” dedim ve bazı şeyleri görmezden geldim.

Ama geçen zaman zarfında bir şeyin değişmediğini aksine her şeyin daha da kötüye gittiğini gördüm.

Ortağımın sözünü ettiğim kötü huyları azalıp yok olacağına daha da arttı.

Bana ve işyerimize olan ilgisi gittikçe azalıyor.

Gözleri beni görmez oldu desem yalan olmaz inanın.

Öyle ki bazen, işe geldiğinde bizim dükkân yerine, akşama kadar, yolun karşı tarafında bulunan mobilya mağazasına takılıyor.

Şüpheleniyorum hocam.

O mağazanın sahibi oldukça varlıklı çünkü.

Onunla ortak olmasından korkuyorum

Bizim iş iletişim üzerine. Cep telefonu ve aksesuarlarının toptan ve perakende ticareti yapıyoruz.

Sorduğumda kendisine, iletişim sektöründen soğuduğunu söylüyor.

Ne yapmamı önerirsiniz hocam?

Kurtarın ortaklığımızı lütfen.

Bir şey yapın, tasfiye olmamızdan korkuyorum.

Küçük de iki şubemiz var bizim. Ocağınıza düştüm bir şeyler yapın doktor.

Rumuz: Çaresiz

CEVAP-3:

Güzel evladım,

Durumuna üzülmemek mümkün değil.

Ağzını hayra aç, bu arada.

Ne o tasfiyeye girmeler falan

Ağzından yel alsın.

İki şubeyle yapayalnız ortada kalırsın maazallah.

Bu işin bir tarafı.

Öte yandan, ne diyeyim size a be evladım!

Siz zamane esnafına da akıl sır erdirmek mümkün değil vallahi.

Şurada burada; parkta, barda kafede…gördüğünüz birileriyle, işi enine boyuna düşünüp tartışmadan hemencecik ticari hayatınızı birleştiriyor şimdinin esnafı ve tüccarı.

Hırlı mı hırsız mı?

Ticaret ve iş ahlakı nasıl?

İşinin ehli mi?

Mesleki birimi var mı ve en önemlisi de belki, uzun soluklu bir ticari ilişkiyi kaldırabilecek bir yapıda mı?

Bunların hiçbirine bakmadan, bir bakmışsın kaşeler basılmış, resmi müracaatlar yapılıp işlemler tamamlanarak yıldırım hızıyla şipşak firmalar kuruluyor.

Yapmayın etmeyin demeye kalmadan işler pişiriliyor sonra da çok geçmeden ticari ilişki çatırdamaya başlıyor.

Yok efenim, yönetim kurulu olarak bir araya gelemiyoruz da… yok bilmem, farklı ticari stratejilerde ısrar edemiyoruz da… aylar geçtiği halde bir yemek toplantısı bile tertipleyemiyoruz da…

Neler de neler…

Çağımızın en yaygın ticari ve mali hastalıklarından bir de bu, biliyor musunuz sevgili okuyucular.

**

Sana gelince güzel evladım.

Ortaklığınızı kurtarabilmeniz için şunları önerebilirim sana.

Sürprizler yap mesela ortağına.

İlginç ürünler ve yapabilirsen enteresan müşteriler bul mesela.

Hoşluk olur onun için.

Sever ortaklar böyle küçük sürprizleri.

Sonra, efendime söyleyeyim, kendisini daha fazla dinlemeyi denesen diyorum.

Sana söyleyemediği için içine attığı şeyler vardır belki.

Şubeleri açarkenonun fikrini de almış mıydın mesela.

Bunlar önemli şeyler.

Hemen koyuvermek yok, sabret biraz.

Bu söylediklerim de işe yaramazsa eğer, son çare, bir mali terapiste görünün derim.

İyi bir satış koçu da yardımcı olabilir bu konuda size.

Satış koçu konusunda, arzu edersiz, isim de verebilirsiniz size.

Tanıdığım iyi bir isim var bu alanda.

Benden de randevu alabilirsiniz.

Mali Kliniğimin kapısı da açık sizlere, biliyorsunuz.

Hoşça kalın.


SORU-1:

Hocam saygılar.

Bir maruzatım olacak size.

Firma olarak bir aydan beridir şöyle bir dertten mustaribiz Sayın Hocam.

Üç dört aydan beridir, yüklenmekte olduğumuz KDV’leri her nedense indiremiyoruz bir türlü.

Yılların firmasıyız, daha evvel hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştık.

Sizce sebebi ne olabilir?

Ha! bir de, varsa bu dertten kurtulmanın bir yolu bu konuda bizi aydınlatırsanız minnettar kalacağız.

Huzurumuz kalmadı, ortaklar birbirine girdi, herkes suçu birbirine atıyor.

Muhasebecimiz derseniz, o da net bir şey söylemiyor bize.

Ocağınıza düştük hocam, kurtarın bu dertten bizi.

Tekrardan saygılar…

Rumuz: Hazımsız

**

CEVAP-1:

Saygılar bizden efenim.

Benim bildiğim; indirim mekanizmanızı tümden dağıtıp tamamen devre dışı bırakmadıysanız şayet, her mükellef gibi, sizin de, yüklenmiş olduğunuz KDV’leri ‘indirim mekanizması’ dediğimiz bu müessese yoluyla telafi edebiliyor olmanız gerekiyor. Bunu yapamıyorsanız eğer bunun birkaç nedeni olabilir.

Ama bu nedenlerden hangisi ya da hangilerinin sizin durumunuz için geçerli olduğuna karar verebilmem ve bundan hareketle yaşadığınız sıkıntılı durumdan kurtulmanıza yardımcı olacak tedavi mahiyetindeki yol ve yöntemlerin neler olabileceği konusunda sağlıklı bir fikir beyan edebilmem için; firmanız hakkında daha fazla malumata sahip olmam, bu bağlamda örneğin, hangi sektörde faaliyet gösterdiğinizi vs. bilmem icap ediyor.

Bu itibarla sevgili okurum, bu konuda iyi bir vergi uzmanına görünmenizi ve söz konusu şikâyetinizi ilk elden kendisine aktarmanızı salık veriyorum.

Acil mali şifalar diliyorum arkadaşım.

Hürmetlerimle.

**

SORU-2:

Merhaba Sayın Hocam,

Yazılarınızı ve televizyondaki değerli yorumlarınızı beğenerek takip ediyoruz.

Bir sorum olacak size.

Şöyle ki, ticaretle uğraşıyorum.

Bilmiyorum neden oldu; iki yıl kadar evvel başladı bende. İzah edemediğim bir nedenle, bende bir fatura kesme hevesi baş gösterdi. Satış matış olmadan. O şekil yani. Bazen can sıkıntısından mıdır nedir, durup dururken öylesine birilerinin adına fatura kesesim geliyor.

Bu birileri, vergi kimlik bilgilerini bildiğim eski veya halihazırdaki müşterilerim olabildiği gibi, bazen de tamamen hayali kişiler de olabiliyor.

Sorum şu Hocam;

Vergi hukukumuzda bunun bir yeri var mıdır? Cevaz veriyor mu yani Kanun buna?

Bunula bağlantılı diğer bir sorum ise, sebepsiz yere kesmiş olduğum bu faturaları deftere kaydedip beyan edecek miyim?

Yasa ne diyor tam olarak bu noktada?

Çok uzmana danıştım ama beni rahatlatacak tatminkâr bir cevap alamadım hiç birinden.

Beni aydınlatın lütfen.

Ellerinizden öpüyorum.

Rumuz: Müptela

**

CEVAP-2:

Ah be evladım.

Ne buluyorsun şu zavallı fatura koçanlarından.

Hoş, belirtmemişsin; faturaların koçan mı yoksa ‘sürekli form’ dediğimiz şu, makinelerde yazılabilen cinsten mi olduğunu.

Ama ne fark eder.

Çok tehlikeli sularda geziniyorsun sonuçta.

Söyleyeyim sana.

O kadar laf etmişsin ama, şu hususa açıklık getirmeyi unutmuşsun be kardeşim.

Sebepsiz yere kesiğini belirttiğin faturaların birinci nüshalarını başkalarına, kendi vergi uygulamalarında gider yazmaları için verip vermediğini söylememişsin mektubunda.

Eğer öyleyse hapı iyice yuttun demektir kardeşim.

Ucu kodese girmene varacak kadar bir dizi yaptırımla karşılaşabilirsin bu durumda.

Ama sana öyle uzaktan kuru tavsiyelerde bulunmanın, ‘mali psikanalizim’ sahasına giren durumuna çare olabileceğini sanmıyorum.

Bu nedenle acilen bir mali psikanaliste görünmeni öneriyorum güzel kardeşim.

Bu arada unutmadan şunu da söyleyeyim.

Bu fatura kesme alışkanlığın geçene kadar, yetkili matbaaya bastırmış olduğun resmi faturalarını behemhal kendinden uzak tutmanı ve zinhar kendin fatura düzenlememeni; lazım olduğu vakit, düzenlenmesi için bunları güvendiğin birine teslim etmeni tavsiye ediyorum.

Ayrıca arzu edersen şayet, boş bir faturanın yüzlerce renkli fotokopisini çekmeni ve bu kâğıtları rahatlama babından, karalama niyetine, nikotin içermeyen elektronik sigara olayında olduğu gibi, doldurmanın bir nebze olsun psikolojik açıdan seni rahatlatabileceğini düşünüyorum.

Mali sıhhat önemli, başka şeye benzemez.

Bunu unutmayalım.

Hadi canım…

SORU, GÖRÜŞ, ELEŞTİRİ YADA ÖNERİLERİNİZİ bize iletebilirsiniz...

[email protected]

*MuhasebeDR.Com

TÜRKİYE’NİN MUHASEBE DOKTORU