Defter ve belgelerin vergi incelemesine ibraz edilmemesi ve kamu davası

Defter ve belgelerin, vergi incelemesine ibraz edilmemesi ve kamu davası

Bilindiği üzere, defter ve belgelerin inceleme elemanı tarafından verilen kanuni süre içerisinde mükellefçe veya vekili tarafından ibraz edilmemesi halinde haklı bir neden yoksa 213 sayılı VUK md. 30/3 hükmüne göre re’sen takdir nedenidir.[1] Ayrıca bu durum 213 sayılı VUK md. 359 hükmüne göre ise hem hürriyeti bağlayıcı cezayı ve hem de parasal yönden yaptırımı gerektirmektedir.

Yukarıda yer verilen hem parasal cezaların ve hem de adlî cezaların ve yaptırımlarının uygulanması belli koşullara bağlıdır. Buna göre;

1) Mükellef kendisine verilen süre içerisinde defter ve belgeleri ibraz zorunluluğuna uymadığı takdirde, 213 sayılı VUK mük. Md. 355 hükmü uyarınca mükellefiyet türüne göre özel usulsüzlük cezası kesilir ve tebliğ edilir.

2) Özel usulsüzlük cezası tebliğ edildikten sonra mükellefe ibraz ve ücretinin yeniden yerine getirmesi için 2. Kez bir yazı çıkartılarak bu 2. Yazıda verilen süre içerisinde ibraz edilmediği takdirde özel usulsüzlük cezasının (1) kat arttırılarak kesileceği ihtar edilir.

3) (1) kat artırımlı özel usulsüzlük cezası kesilmesine karşın, defter ve belgelerini ibraz etmeyen mükellefler hakkında inceleme elemanı (Vergi müfettişi) 213 sayılı VUK md. 30/3 hükmü gereğince re’sen takdir yöntemi ile matrahı tespit ederek, vergi inceleme raporunu düzenler. Bu raporda, bütün KDV indirimleri reddedilerek ve (3) kat Vergi Ziyaı Cezası mükellefe tarh ve tebliğ edilir.

4) Uygulamada, vergi müfettişleri mükelleften (1) kez defter ibrazı hakkında ki yazıyı tebliğ edip, mükelleflere (15) gün içerisinde defter ve belgeleri ibrazını talep etmektedirler. Oysa ki, bu işlem mükellefe yukarıda ifade edildiği gibi iki kez tekrar edilmesi gerekecektir. Maliye Bakanlığı ‘nın yayınladığı, 280 no.lu Vergi Usul Genel Tebliğinde ve ayrıca 199/5 sıra no.lu VUK iç genelgesinde defter ve belgeleri ibraz etmeyenlerin 213 sayılı VUK md. 30 hükmüne göre re’sen takdir sebebi olduğu ve rapor düzenlenmesi için ikinci bir sürenin beklenilmesine lüzum olmadığı vurgulanmıştır. Oysa ki, 213 sayılı VUK md. 30 hükmünde bu işlemin iki kez yapılması gerekecektir. Bilindiği gibi, yazılı hukuk kuralları arasında kanunun genel tebliğinden önce uygulama alanı vardır. Keza, normlar hiyerarşisine göre kanunun genel tebliğinden veya iç genelgeden önce uygulama sırası bulunmaktadır.[2]

5) Mükelleften defter ve belgelerin ibrazı hakkında ki yazının, müfettiş tarafından mükellefe tebliği üzerine verilen (15) günlük süre içerisinde mükelleflerin bu defter ve belgeleri ibraz etmemesi halinde KDV indirimlerinin reddi hukuka uyarlı değildir. Yine aynı şekilde, bu uygulamanın bir sonucu olarak 213 sayılı VUK md. 359 hükmüne göre “Vergi Suçu Raporu” düzenlenerek, kamu davasının açılması işlemi hukuka uyarlı değildir. Çünkü, defter ve belge ibraz yazısının yukarıda da belirtildiği üzere iki kez tebliğ edilmesi zorunludur.

6) Burada, üzerinde durulması gereken en önemli husus vergi mükelleflerinin kanunen tutmak zorunda oldukları ve vergi incelemesine sahip kimselere yukarıda belirtilen sürecin işlemesi ve herhangi bir mazerete dayanmamasına rağmen ibraz edilmemesi fiili “Defter ve Belgelerin Gizlenmesi” fiili ortaya çıkacaktır. Re’sen takdiri de gerektiren bu fiil aynı zaman da 213 sayılı VUK md. 359 hükmünde yer alan kaçakçılık suçu fiilinin işlenmesini de gerektirmiş olacaktır.

7) Sonuç olarak, mevcudiyeti noter kayıtları ile sabit olan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi eylemi vergi inceleme sonucunda takdir edilen matrah veya matrah farkı üzerinden re’sen gelir veya kurumlar vergisi, KDV, geçici vergi gibi vergiler tarh edilmekte ve tarh elden bu vergilere (3) kat vergi ziyaı cezası uygulanmaktadır. Öte yandan, defter ve belgelerin gizlenmesi fiili dolayısı ile 213 sayılı VUK md. 359/2 hükmüne göre “Vergi Suçu Raporu” düzenlenerek (18) aydan (3) yıla kadar hapis cezası istemi ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır.[3]Daha sonra konu mükellefin savcılığa vereceği ifade üzerine (Bu ifade bazen yerel karakollarda da ifadelerin alındığı görülmektedir) Asliye Ceza Mahkemesinde mesele kamu davasının açılması ile devam ettirilecektir.

---------------

[1] ALPASLAN, N. Gaye – ALPASLAN, Mustafa – KAYA, Eda “Defter, Belge İbrazı ve Zamanaşımı”, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, 2014 Temmuz, Sayı:127, S. 148

[2] Yargıya intikal eden bir olay ile ilgili olarak Danıştay Vergi Daireleri Kurulu’nun 26.12.2012 tarih ve E:2010/707 – K:2012/618 sayılı kararında defter ve belgelerinin mahkemeye ibrazının istenmesi ve bu defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği karara bağlanmıştır.

[3] Bkz. http:www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/mustafaalpaslan/089/ Erişim : 10.04.2014

KAYNAK: www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/defter-ve-belgelerin-vergi-incelemesine-ibraz-edilmemesi-ve-kamu-davasi/haber-21011