İmar barışı gerçekten isteniyor mu? (İbrahim Balcıoğlu)

İmar barışı gerçekten isteniyor mu? (İbrahim Balcıoğlu)

Torba kanunlarla her iki üç yılda bir gelen vergi barışı kanunlarına alışmıştık ama imar barışını yakın tarihte ilk defa 7143 sayışlı kanunla duyduk. Erken seçim kararı alan meclis tam da giderayak bir kanun çıkararak vergi barışı ve sosyal sigorta barışı yanında bir de imar barışı çıkararak geçti gitti. Kanun sanki biraz aceleye getirilse de ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik darboğazın aşılması için ortaya atıldığı gibi bir izlenim oluşturdu. Yoksa her an büyük bir depremin beklendiği ülkemizde bunun yapılmasının bir anlamı yok.

İmar barışı kanunu iki ana eksenden oluşuyor; ruhsatlı veya ruhsatsız yapılan ve iskân alamamış binaları yasal hale getirmek, bir de bu eksiklikleri sebebiyle arsa vasfında kalan binalara iskân benzeri bir belge vererek yasal hale getirmek. İster özel ister kamu arazisine yapılmış olsun ruhsatsız yapılan binalar bugüne kadar yıkılmadan hayatiyetini sürdürmüşse bunları yasal bir statüye kavuşturmak gerekiyor. Onun için bu kanunun yerinde bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. Tabi bu kanun bir mülkiyet verme kanunu değil, başkasının özel arazisine veya kamu arazisine yapılmış binaların bu sorunları yasal süreçleri takip etmesi gerekecek. Ama kamunun gözü önünde yapılan bu binalarda oturanların su, elektrik ve doğalgaz almaları önündeki engellerin kaldırılması açısından olumlu bir karar olarak değerlendirilebilir.

Ancak kendi arazisine ruhsatsız yapılan binalar için bu kanun çok önemli imkânlar getiriyor. Yapılan bu binalardan alınacak vergiler sonucu bina yasal hale getirilerek iskân alma durumuna getirildiği gibi satılması ve miras hallerinde daire tapuları verilmesinin de yasal altyapısı hazır hale getiriliyor. Ödenecek vergi iki aşamalı alınarak ister sadece yapı kayıt belgesi ister ikinci aşamayı da ödeyerek iskân alınması getirilerek bina sahipleri için çok önemli bir imkân sunuluyor.

Kendi arazisine ruhsat alarak başlayan ama yasal sürede bitiremeyen ve yasal süreden sonra bitirenler veya fazladan kat atarak veya yasal ölçülere uymadan inşaatını yapanlar için binanın tamamı için müracaat istenmesi ve binanın tamamı için vergi istenmesi bazı haksızlıkları da beraberinde getiriyor. Şöyle ki adam 5 kat için ruhsat almış ama 6 kat yapmışsa kaçak olan bir kat olduğu halde 6 katın vergisi istenerek 1 ödenecek yerde 6 ödenmek durumunda kalınıyor. Bu binada 5 katın satıldığı düşünülürse 6 katın sahibin yaptığı hatayı neden diğer 5 kişiye ödetiyoruz. Bu gibi binalar sigortası ödense bile bu kaçak kat nedeniyle iskân da alamadığı için hala hisseli tapulara sahip olduğunda alım satımında çeşitli münakaşaların önüne de geçilemiyor. Veya kat olmasa bile çeşitli nedenlerle tutulan imara aykırı tutanaklar sebebiyle binaların iskân alamadığı da bir gerçek. Veya ülkemizde yaygın bir uygulama da ev altlarının işyeri olarak kullanılması. Belki ruhsatında giriş katlarının işyeri olarak ruhsat aldığı ama bodrum katların depo, ardiye veya kömürlük olduğu bilinen bir gerçek. Özellikle doğalgaz geçilen yerlerde bu gibi yerlerin işyeri olarak kullanıldığı da biliniyor. Buraların da imar barışından faydalanılarak işyeri olarak tescil edilmesi gerekiyor. Bunu bile yapmak için binanın tamamının vergisinin ödenmesi gerekiyor. Bu durumda bunun vergisini kim ödeyecek. Adam zaten kullanıyorum ne gerek var imar barışına diyerek ya müracaat etmiyor ya da bina malikleri arasında çeşitli tartışmalara neden oluyor.

İmar barışından murat edilen şeyin gerçekleşmesi için mutlaka ilk aşamadaki vergi için imara aykırılık kadar vergi alınması ve buna sebep olandan tahsili için ufak bir düzenleme yapılması yerinde olur. Yoksa müracaat etmeyi düşünen milyonlarca kişi imar barışından vazgeçerek bugünkü haliyle yaşamaya devam eder. İkinci aşamada ise malik olan herkes hissesi oranında vergisini zaten öder.

Bir başka eksiklik ise yapı çeşitlerinde düzenleme yapılaması gerekiyor. Gerçi bugün yapılan bir düzenleme için birkaç sınıf daha yapı çeşidi daha ilave edildi listeye ama bunun yeterli olmadığını düşünüyorum. Özellikle yayla evleri listeye dahil edilmelidir. Giresun’da bulunduğum süre içinde yapı kayıt belgesi için başvuran yüzlerce hemşerim 1-2 katlı binalar için yaptığı başvuruyu iptal ederek tarımsal amaçlı yapılar sınıfından müracaat ederek daha az vergi ödeme yolunu seçtiler. Yapılacak bir düzenleme ile ikisinin ortası bir rakamı yayla evleri olarak belirlersek gönüllerin de kurumların da daha rahat edeceğine kuşku yok. Daha vakit geçmedi sonradan yapılacak cezalı tarhiyatlar yerine şimdiden barışmakta fayda var.

İbrahim Balcıoğlu

SMMM Denetçi