Ödenmeyen vergi borçlarından şirketlerde kimler ne kadar sorumlu?


Prensip olarak yönetim kurulu üyeleri, görev süreleri içinde yapılan işlerden ve işlemlerden sorumludurlar. Göreve başlamadan önce ve görev süreleri sona erdikten sonra yapılan işlemlerden ve işlenen fiillerden sorumlu tutulamazlar.

Tüzel kişilerde, geçmiş dönemlere ait vergi ve buna bağlı alacaklarının tüzel kişiliğin varlığından alınamaması durumunda, vergi ve buna bağlı alacaklar ait oldukları dönemdeki yasal temsilciden alınmaktadır. Ancak, şirket yönetim kurulunun çeşitli nedenlerle (istifa, azil, ölüm, görev sürelerinin sona ermesi gibi) ayrılmaları dönem içinde olabilmekte bu gibi durumlarda da uygulamada tereddüt doğmaktadır.

Yasal temsilci değişikliğinin vergilendirme dönemi içerisinde meydana gelmesi durumunda, yeni temsilcinin sorumluluğu, içinde bulunulan dönemin başından itibaren başlar. Temsilcinin ayrıldığı tarihte, hesap döneminin kapatılması ve sorumluluğun vergi dairesi tarafından iki temsilci itibariyle bölünmesi söz konusu değildir. Yeni temsilci ile eski temsilci, gerektiğinde, kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Bu sözleşmeye göre, eski temsilcinin vergilendirme döneminin ayrıldığı tarihten önceki kısmından yeni temsilciye karşı sorumlu olması mümkün olabilmektedir.[1]

Sorumluluğun kamu alacağının ödenmemesine neden olmada rol sahibi olabilme yetkisine bakılarak saptanması gerekir. Örneğin, yetkili olunan dönemde verginin eksik hesaplanmasına yol açacak bir fiilin yapılmış olması nedeni ile sonradan vergi salınmışsa sorumluluğun devam etmesi gerekir. Bununla birlikte, dönem içinde yasal temsilcinin değişmesi durumunda yeni yasal temsilcinin gerekli özeni göstermemesi nedeniyle temsilci nedeniyle temsilci değişim tarihinden önceki dönemlerde yapılan hatalardan doğan kamu alacağından yeni temsilcinin sorumlu tutulması gerekir. Yasal temsilcilikten ayrılan kişinin ayrılma tarihinden sonra herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisi olmadığının, yeni temsilcinin ise dönem başından itibaren yapılmış hataları gözden geçirme ve düzeltme yetkisine sahip olduğu dikkate alınmalıdır. Aynı şekilde eski temsilci zamanında tahakkuk ettirilmesine karşın ödenmeyen kamu alacaklarının ödenmesinden hangi yasal temsilcinin sorumlu tutulacağı konusunda dikkatli olunması gerekir.

Vadesi gelmemiş bir kamu borcunun ödenmemesi dolayısıyla yasal temsilci sorumlu tutulamayacağından, görevden ayrılma tarihinde vadesi henüz dolmamış kamu alacağından, kendi görev döneminde doğmasına karşın görevden ayrılan temsilcinin sorumlu tutulması söz konusu olamaz. Bununla birlikte, örneğin, işçilerin ücretlerinin düşük gösterilmesi veya kayıt dışı işçi çalıştırılması örneğinde olabileceği gibi görev dönemi ile ilgili olarak görevden ayrıldıktan sonra ortaya çıkarılan kamu alacaklarından sorumluluğun devam etmesi gerekir.

Yargıya intikal eden bir olay nedeniyle yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan temsilcinin, ayrılmadan evvelki dönemlere ait sorumluluğuna ilişkin olarak aşağıdaki karar Danıştay tarafından verilmiştir.

Davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde beyanname vermek, buna göre belirlenen vergileri zamanında ödemek gibi vergi ödevlerini yerine getirmediği ya da şirket tüzel kişiliği adına tarhiyat yapılmasına neden olan vergi ziyaının davacı tarafından yapılması gereken ödevlerin yerine getirilmemesinden kaynaklandığı yolunda bir tespit de bulunmamaktadır. Şirkete ait söz konusu borçların ödenmemesinin davacı tutum ve davranışından kaynaklandığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesine isabet görülmemiştir.’’( D.4.D 16.04.1993 tarih, E: 1992/1559, K:1993/1613)

Sonuç olaraksöz konusu kararda;

1-Vergi incelemesinin yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmasından sonra yapılması,

2-Vergilerin tahakkuk ettiği dönemde yönetim kurulu üyesi ol-maması nedeni ile, vergilerin ödenmesinde tutum ve davranışının etkili olamayacağı,

3-Yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde beyanname vermek, buna göre belirlen vergileri zamanında ödemek gibi vergi ödevlerini yerine getirmediği ya da şirket tüzel kişiliği adına tarhiyat yapılmasına neden olan vergi ziyaının davacı tarafından yapılması gereken ödevlerin yerine getirilmemesinden kaynaklandığı yolunda herhangi bir tespit bulunmadığı konularıdır.

Doğal olarak bütün bu koşulların görevden ayrılan yasal temsilcinin sorumlu tutulmasını gerektirecek yönde olması durumunda dahi, yasal temsilcinin sorumlu tutulabilmesi için kamu alacağının borçlu hakkındaki takip yollarının tüketilmiş olmasına rağmen tahsil edilmeyişi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması gerekir.[2]

--------------

[1] Yılmaz KAZIM , 6183 sayılı A.A.T.U.H.K. Uygulaması, Mart 2015- İstanbul , H.U.D Yayınları, S.399-400

[2] Vehbi KARABIYIK, Kanuni Temsilcilerin Değişmesi Halinde Sorumluluk , Yaklaşım, Sayı 132

https://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/odenmeyen-vergi-borclarindan-sirket-yonetim-kurulu-uyelerinin-sorumluluklari/haber-21422