Seçilmiş Danıştay kararları

Seçilmiş Danıştay kararları

Vergi mahkemeleri ve Danıştay tarafından verilen kararlar vergi hukukçuları ve uygulayıcıları için önemli.

Yargı kararları olayına özgü kararlar. Ancak benzer işlemler açısından hem kararların kendisi hem de gerekçeleri yol gösterici olabiliyor.

Yargı kararlarına ulaşmak her zaman kolay olmuyor. Ben diğer kaynaklar yanında, üç ayda bir yayımlanan Danıştay dergilerinden takip etmeye çalışıyorum. Dergide azımsanmayacak sayıda, seçilmiş, önemli karar yayımlanıyor. İlgilenenlere öneririm.

Bu köşeyi izleyenler bilirler, yargı kararlarından ve Gelir İdaresi özelgelerinden seçilmiş bazılarının özetine, yorum yapmadan zaman zaman burada yer vermeye çalışıyorum. İşte Danıştay Dergisi'nin 145. sayısında yayınlanan kararlardan seçtiğim üçünün özetleri.

- Site yönetiminde çalışan görevlilere ödenen ücretlerden gelir vergisi kesintisi yapılması gerekir mi?

(Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin 09.03.2017 tarih ve E:2016/5361 K:2017/2507 sayılı kararı)

Dosyanın incelenmesinden; davacı site yöneticiliği hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile site yönetiminde site müdürü, halkla ilişkiler ve muhasebe elemanı olarak çalışan işçiler dışında kalan mekanikçi, elektrikçi, temizlikçi, güvenlik amiri, güvenlik görevlisi ve santral personeline ödenen ücretlerden gelir vergisi kesintisi yapılmadığının tespit edilmesi nedeniyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.

Site yönetiminin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde tevkifat yapmakla yükümlü kişi ve kurumlar arasında sayılmaması ve ticaret mahalli olmayan sitede çalıştırılanların, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin altıncı fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, yapılan tarhiyata yönelik davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

- Mücbir sebep bulunmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen mükellefin KDV indirimi reddedilebilir mi?

(Danıştay Üçüncü Dairesinin 02.02.2017 tarih ve E:2013/9693 K:2017/514 sayılı kararı)

Katma değer vergisinde indirim hakkının kullanılması, ilgili vesikaların yasal süre içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi koşuluyla olanaklıdır. İnceleme elemanına ibraz edilmeyen defterlerdeki kayıtların yasada öngörülen süre içerisinde yapıldığının, bu sürenin sona ermesinden sonra, mahkemece tespiti de olanaksızdır.

Hiçbir mücbir sebep hali bulunmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacının, daha sonra dava aşamasında bunları mahkemeye ibraz etmesi üzerine, bu defter ve belgeler üzerinde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.

- Re’sen takdir nedeni ortaya konmadan matrah takdir edilebilir mi?

(Danıştay Üçüncü Dairesi'nin 23.02.2017 tarih ve E:2016/7350 K:2017/1099 sayılı kararı)

Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesini, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiğini öngörmekte olup, bu inceleme ve tespit yapılmadan, yani re’sen matrah takdirini gerektiren sebep açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının re’sen takdiri yoluna gidilemez.

Dava konusu olayda, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuyla, yasal kayıtlarına maliyet unsuru olarak intikal ettirdiği haklarında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan firmalardan aldığı faturalar nedeniyle, faaliyet gösterdiği sektördeki %5 kârlılık oranı dikkate alınmak suretiyle matrah farkı belirlenmiş, bu matrah farkı esas alınarak salınan vergi ve kesilen cezalara karşı açılan dava, mahkemece re’sen tarh nedeninin varlığı ortaya konulmadan sonuçlandırılmıştır.

Re’sen takdiri gerektiren sebepler bulunmadıkça mükelleflerin dönem matrahının re’sen belirlenmesi yoluna gidilemeyeceği yolundaki düzenlemeler karşısında, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği ileri sürülen faturaların sahteliği hakkında yapılacak inceleme ve araştırma sonucu re’sen tarh nedeninin varlığı ortaya konulmadan, davayı doğrudan tarh matrahının hukuka uygunluğu yönünden yaptığı inceleme sonucu yazılı gerekçeyle sonuçlandıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir

Recep BIYIK

VERGİ PORTALI