AMME
ALACAKLARINDA TAHSİL ZAMANAŞIMI
“Süre
aşımı” anlamına gelen zamanaşımı, hukuk
kurallarının kişilere tanıdığı hakların, getirdiği yaptırımların yine hukuk
kuralları ile belirlenen süreleri aşmasıdır. Bir diğer deyişle bir hak hukuk kuralında öngörülen
sürede kullanılmadığında hukuk düzeninde birtakım sonuçlar doğmaktadır.
Zamanaşımı, hak düşürücü süre bu sürelerdendir.
Amme alacaklarında
tahsil zaman aşımı, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102. maddesinde belirtilen sürenin
geçmesi suretiyle amme alacağının ortadan kalkması demektir.
Madde
102 : “Amme
alacağı, vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından
itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait
hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur”
Kanun maddesinde tahsil zaman aşımı
için belirtilen 5 yıllık sürenin geçirilmesiyle amme borçlusunun ödeme
yükümlülüğü ortadan kalkar. Tahsil zaman aşımı süresinden sonra Alacaklı İdare,
tahsil zaman aşımına uğramış amme alacağının takip ve tahsili için herhangi bir
işlem yapamayacaktır. Çünkü zaman aşımı
süresi, hem amme borçlusu açısından hem de amme alacaklısı açısından hak
düşürücü sürelerdendir.
Tahsil
zaman aşımı, amme borçlusunun müracaatını beklemeksizin kendiliğinden hüküm
ifade eder. Bu hüküm, yasanın kendisinden kaynaklanmaktadır; Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yayınladığı tebliğde
de bunu belirtmiştir:
Seri A Sıra 1 numaralı Tahsilât
Genel Tebliğinde değişiklik yapan 16 Nisan 2016 tarihli resmi gazetede
yayınlanan 7 sıra numaralı tebliğin 9. Maddesinde “ Zamanaşımına uğramış amme alacaklarının terkin işlemleri alacaklı
amme idarelerince, ilgili mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacağı” belirtilmiştir.
19.04.2016 tarihli ve 2016/1 sıra
numaralı Tahsilât İç Genelgesinde, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen
ancak tahsil zaman aşımına uğramış amme alacaklarının vergi dairesi
kayıtlarından çıkarılması gerektiği ve yine aynı iç genelgenin IV- Zaman Aşımına Uğramış Amme Alacaklarına
İlişkin Terkin Cetveli başlıklı bölümünde, Tahsil zaman aşımına uğramış amme
alacakları Seri: A Sıra No:1 Tahsilat genel Tebliği ekinde (Ek-10) yer alan “
Zaman Aşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli’nin doldurulması
ve onaylanması suretiyle vergi dairesi kayıtlarından silineceği”
ifade edilmiştir.
Ancak
uygulamada Alacaklı İdare, tahsil zaman aşımı müessesesini kendiliğinden işleme
koymamaktadır. Hatta bazen tahsil zaman aşımına uğramış olmasına rağmen amme
alacağının takip ve tahsili için işlem yapmaya devam etmektedir. Dava konusu
yapılması halinde tahsil zaman aşımına uğrayan amme alacaklarının takip ve
tahsili için yapılan işlemlerin iptal edildiğine ilişkin birçok yargı kararı
mevcuttur:
·
Danıştay 11. Dairesi’nin 04.07.2000 tarihli
ve E:1999/2536, K:2000/3006 sayılı kararında özetle: “Zaman
aşımına uğrayan amme alacağı için düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekir.”
·
Danıştay 7. Dairesi’nin 15.04.1996 tarihli ve
e:1994/2345, K:1996/1484 sayılı kararında özetle “ Geçerli tebligata rağmen beş yıllık tahsil zaman aşımına süresi
geçirildikten sonra tebliğ edilen ödeme emri ile amme alacağının takibe
alınması yasaya aykırıdır”
·
Adana
2. Vergi Mahkemesi’nin 29.04.2013 tarihli ve E:2012/1249, k:2013/340 sayılı
kararında “ … şirket adına düzenlenen
ödeme emrinin tebliğ edildiği 1999 yılını takip eden 2000 yılı başından
itibaren işlemeye başlayan beş yıllık tahsil zaman aşımı süresini kesen
işlemlerden hiç birinin gerçekleşmemiş olması karşısında 1.12.2004 tarihi
itibariyle tahsil zaman aşımına uğrayan borcun gerek asıl şirketten gerekse de
kanuni temsilcisinden takip ve tahsiline yasal olanak bulunmaması nedeniyle
davacı şirket temsilcisi adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde yasal
uyarlılık görülmemiştir. Nitekim benzer bir uyuşmazlıkta Danıştay 3. Dairesinin
03.04.2012 tarihli ve E:2010/5175, K:2012/1033 sayılı kararı vardır“
Hakan SAYILIKAN
[email protected]