Baltık Kuru Yük Endeksi
Londra merkezli
Baltic Exchange tarafından günlük yayınlanan bir ekonomik göstergedir.
Piyasanın ileriki zamanlarda nasıl bir yön çizeceğini
kesin olarak söylemek imkânsız olmakla birlikte piyasa hareketinin gidişatı
hakkında bazı tahminler yapılabilir. Piyasanın gidişatı hakkında tahmin
yapabilmek için birçok finansal araç kullanılmaktadır. Bunlardan biri de kuru
yük endeksi olan baltık kuru yük endeksidir.
Kuru yük gemi navlun
piyasasını temsil eden Baltık Kuru Yük Endeksi (Baltic Dry Index-BDI), küresel
ekonominin durumuna ilişkin öncü göstergelerden biri olarak kabul edilmektedir.
BDI; kömür, demir cevheri, çimento ve tahıl gibi emtiaların gemi boyutuna göre
(capesize, panamax, supramax) 50'ye yakın rotaya nakliyesi için ortalama fiyatı
değerlendirmektedir.
Alan yazın taraması
yaptığımızda; İngilizce’de Baltic dry index olarak
bilinmektedir. Kuru yük taşıma (navlun) ile ilgili bedelleri göstermekte olan
bir endeks olarak kabul edilmektedir. Bu indeks 200 yıldan fazla bir mazisi
olan merkezi Londra’da bulunan ve denizcilik sektörü ile alakalı bağımsız veri
sağlayıcısı kabul edilen Baltık Borsası vasıtasıyla yayınlanmaktadır.
Endeks ilk olarak 1985
yılının Ocak ayında hesaplanmıştır. Bu kuruluşun yayınlamış olduğu veriler
denizcilik sektörü tarafından büyük saygınlık görmekte ve denizcilik çekleri
ile ilgili yapılan taşımacılıklarda Baltık Borsasının verileri referans olarak
kullanılmakta ve kabul edilmektedir. Baltık Borsasının denizcilik sektöründeki
taşımacılık üzerindeki etkisi çok fazladır. Baltık Borsasına kayıtlı olan 600
üye şirket dünya genelindeki deniz taşımacılığının tamamına yakınını elinde bulundurmaktadır.
Sadece kayıtlı üyeler tarafından veri aktarılabilen Baltık borsası her gün
üyeler tarafından aktarılan navlun fiyatları ile navlun fiyat endeksi
belirlenmektedir. Sadece üyeler tarafından veri aktarımı yapıldığı için manipülasyon
olma ihtimali bulunmamaktadır. Baltık kuru yük endeksi sadece Baltık ülkeleri
tarafından verilen veriler ile değil tüm dünya üzerinde yer alan kuru yük taşımacılığı verileri ile hesaplanmaktadır.
Temmuz-Ağustos 2021 sonu itibariyle BDI neden yükselişe geçti;
■ Aşının bulunması ile
belirsizlik kaygısının azalması.
■ İmalat sanayiinde
satın almacıların siparişleri artırması.
■ Sanayide kapasite
yatırımlarının hareketlenmesi.
■ Emtia fiyatlarındaki
artış.
■ Sanayide stoklama
eğiliminin artması.
■ Trump’ın gidişinin
küresel piyasalara olumlu yansıyacağı beklentisi.
Şeklinde değerlendirmek
yanlış olmayacaktır.
Peki Kuru Yük
Endeksinin Önemi nedir;
Kuru yük taşımacılığının
yüksek talebe sahip olması dünya genelinde hammadde ticaretinin yükseldiğini
gösterir. Kuru yük taşımacılığına olan talep azaldığında dünya genelindeki ham
madde ticareti de azalacaktır. Bu yüzden kuru yük endeksi navlun fiyatlarının
ortalamasını gösterir. Navlun bedelleri sadece denizcilik sektöründeki ekonomik
faaliyetlere bağlı değildir. Denizcilik sektöründeki gemi tonaj fazlalığı veya
gemi tonajı eksikliği ve navlun bedellerini etkileyen faktörlerdendir.
Ortalamanın artması demek dünya ticaretinde büyüme olduğunu göstermektedir. Bu
nedenle kuru
yük endeksi öncü gösterge olarak bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Dünya
üzerinde yapılmakta olan ticari faaliyetler hakkında önemli verileri göstererek
bu faaliyetler hakkında bilgi vermektedir. Buna rağmen kuru yük endeksi tek
başına değerlendirilmemeli ve yardımcı bir gösterge olarak görülmelidir.
Baltık Kuru Yük
Endeksinde (BDI) Belirtilen Gemi Tipleri ise;
Baltık kuru yük endeksinde gösterilen 4
adet farklı tonajlarda gemi çeşitleri vardır. Tonajlar gemilerin bütün yükler
dahil taşıyacağı maksimum ağırlık demektir. Gemilerin tonajları kısaca DWT olarak
gösterilir. Yani açılışı Dead Weight Tonnage olarak bilinmektedir. Farklı
tonajlardaki gemilerin isimlerini tonaj ağırlıklarına göre sıralamak gerekirse;
• Capesize
• Panamax
• Supramax
• Handysize
Bu gemilerin toplam tonajlarına bakacak
olursak en yüksek taşıma kapasitesine sahip olan Capesize tipi dökme yük
gemisinin toplam tonajı 220.000 DWT’dir.
Diğer en yüksek taşıma kapasitesine
sahip olan Panamax tipi dökme yük gemisinin ise toplam tonajı 80.000 DWT’dir.
Panamax’tan sonra gelen Supramax
gemisinin toplam yük taşıma kapasitesi 60.000 DWT iken en hafif tonaja sahip
olan Handysize gemilerin toplam yük taşıma kapasitesi 40.000 DWT’dir.
Burada her gemi çeşitinin kendine has
özellikleri vardır. Örneğin; Capesize tipi gemiler, daha çok, uzun mesafeli
ülkelerin ticarette tercih ettiği gemilerdir. Çünkü bu gemiler uzun mesafe
nedeniyle tek bir seferde çok büyük yükler taşıyabilmektedirler. Handysize
gemiler ise daha çok kısa mesafeli ülkeler tarafından tercih edilmektedir. Hem
Capesize tipi gemiler panama kanalından büyüklükleri nedeniyle geçemezken
Panamax tipi gemiler panama kanalından rahatça geçebilmektedirler.
BDI ve Küresel Ticaret İlişkisi ise;
Daha
önce de söylediğimiz gibi endeks, dünyadaki hammadde taşımacılığını yansıttığı
için endekste yaşanan değişmeler küresel ticareti etkilemekte ve bir öncül
gösterge olarak kabul edilmektedir. Ancak bu göstergeyi tek başına ele almak,
küresel ticaretin gidişatı hakkında yanlış sonuçlara ulaşmamıza neden olabilir.
Küresel ticaretteki beklentilerde meydana gelen artış ve azalışlar endeksi
etkileyen tek neden değildir. Aynı zamanda deniz taşımacılığındaki gemi miktarı
da endeksi etkileyen bir faktör olmakla birlikte bu endeksi göz önünde
bulundurulması gerekmektedir.
Örneğin
gemi arzı, küresel ticaretin artışı nedeniyle taşımacılığa olan talep
artışından daha fazlaysa navlun fiyatları gereği kadar artmayabilir ve küresel
ticaret artış gösterse dahi endeks gereği kadar yükselmeyebilir. Tam tersi
durumda yani gemi arzının kısıtlı olduğu bir dönemde küresel ticarette beklenen
yavaşlamalar gemi arzının az olması nedeniyle navlun fiyatlarını aşağıya
indirmeyebilir. Küresel ticaret daralsa dahi endeks yüksek seviyelerde
gerçekleşebilir. Bu da endeks ve küresel ticaret arasında bir uyuşmazlık
yaratabilir. Gemi arzının küresel gelişmelere ayak uyduramamasının en büyük
nedenlerinden birisi gemi yapımlarının 1-2 yıl gibi uzun bir zaman almasından
kaynaklanmaktadır. Etki kısa sürede yansımayacağı özellikle bilinmesi gerekmektedir.
BDI
endeksinin yallara sari gerçekleşmelerine baktığımızda, 2002 yılı itibariyle bir yükselme
görülmektedir. Bu artışın en önemli nedenlerinden biri olarak Çin ve Güneydoğu
Asya ülkelerinin hammadde taleplerinin artması ve buna bağlı olarak Çin demir
cevheri ithalatının hızla artmasını gösterebiliriz.
2002-2007
yılları arasında küresel ticaretin artışı BDI endeksinde de görülmüş ve endeks
hızla artarak 10.000 seviyesini geçmiş ve navlun fiyatları rekor seviyeye
çıkmıştır. Ancak, 2008 küresel krizi nedeniyle düşen küresel ticaret navlun
fiyatlarına yansımış ve endeks dibe kadar vurmuştur. Buraya kadar küresel
ticaretle genel olarak paralel giden BDI endeksi, 2009 yılında paralellikten
hızla uzaklaşmıştır. Hâlbuki 2009 yılından sonra küresel ticaret tekrardan
artış göstermiştir.
Bunun
nedenine bakacak olursak 2009 yılında BDI ufak bir toparlanma göstermişse de
2008 küresel ticaretten önceki dönem hızla artan gemi siparişleri 2008 yılından
itibaren hızla piyasaya girmiş ve büyük bir gemi arz fazlası oluşturmuştur.
2009’dan itibaren küresel ticaretin artmasına karşın navlun fiyatlarının
tekrardan artması beklenirken piyasa giren gemi miktarları talepten daha yüksek
oranda gerçekleşince arz fazlası oluşmuş ve navlun fiyatları istenilen artışı
gösterememiştir.
Genel olarak küresel ticaretle paralel
gerçekleşen BDI endeksi, gemi arzının zaman alması nedeniyle küresel ticaretle
tam olarak uyum sağlayamamaktadır. Bu yüzden endeksin, küresel ticaretin
gidişatında tek bir öncül gösterge olarak kullanılmaması ve incelenirken gemi
siparişlerinin ve miktarının es geçilmemesi gerekmektedir.
Baltık Denizi Devletleri Konseyi (CBSS);
Örgütün Amacı:
Siyasi hedefleri
ortaya koyarak, eylem planları geliştirmek, belirli hedefler doğrultusunda
farklı projeler üretmek ve bölgeyi ilgilendiren ortak konularda fikir alışverişi
için altyapı hazırlamak şeklinde olup, 1992 yılında Stokholm’ de kurulmuştur.
Genel Sekreteri ise Jan Ludin’ dir.
|
|
Üye Ülkeler:
İsveç,
Finlandiya, Norveç, Danimarka, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Almanya,
Rusya Federasyonu, İzlanda ve AB Komisyonu’dur.
Türkiye’nin Üyelik Durumu:
Üye
değildir. Gözlemci statüsü de bulunmamaktadır.
Örgütün Tarihi;
Baltık Denizi Devletleri Konseyi (CBSS),
Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte Baltık Denizi bölgesinde gerçekleşen
jeopolitik değişiklikler ışığında, Almanya ve Danimarka’nın öncülüğünde 1992
yılında Kopenhag'da yapılan bir Dışişleri Bakanları toplantısıyla kurulmuştur.
Kurucu üyeleri İsveç, Finlandiya,
Norveç, Danimarka, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Almanya, Rusya
Federasyonu ile AB Komisyonu’nun yanısıra İzlanda da CBSS’e 1995 yılında
katılmıştır.
CBSS Sekretaryası, Nyborg/Danimarka’da
1998’de düzenlenen CBSS 7. Bakanlar Konferansı’nda alınan karar doğrultusunda
kurulmuştur. Stokholm’de yerleşik Sekretarya faaliyetlerine 20 Ekim 1998
tarihinde başlamıştır.
Dönem Başkanlığı üye ülkeler arasında 2
yıl süreyle dönüşümlü olarak yerine getirilmektedir. Halihazırda 2010-2011
Dönem Başkanı olan Norveç, 1 Temmuz 2011 tarihinde bu görevi Almanya’ya
devredecektir.
Konsey’in üst düzey toplantıları, iki
yılda bir düzenlenen Baltık Denizi Devletleri Zirvesi ve CBSS Bakanlar
Konferansı’dır. Zirvelere üye ülkelerin Hükümet ve Devlet Başkanları iştirak
ederken, Bakanlar Konferansı’na Dışişleri Bakanları seviyesinde katılım
olmaktadır. Ayrıca, her iki toplantıda da AB Komisyonu’ndan üst düzey
temsilciler yer almaktadır.
Baltık Denizi Devletleri Konseyi'nin 8.
Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi 1-2 Haziran 2010 tarihlerinde Vilnius'ta
gerçekleştirilmiştir.
Türkiye’nin Örgüt’le İlişkileri
Ülkemizin
örgüte üyeliği veya gözlemci üyeliği bulunmamaktadır.
Sonuç ve Ülkemize Etkileri;
Emtia ve hammadde üreticisi ve satıcısı
durumunda olmayan, aynı zamanda tasarrufları yatırımlarını karşılamaya
yetmediği için dış kaynaklara bağlı olarak büyüyen gelişme yolundaki Türkiye
için BDI endeksi önem arz etmektedir. BDI
endeksi dünya ticaret hacminin artışı konusunda bizlere gösterge olduğu için
takip edilmesi gereken bir endekstir.
Kısaca
özetlemek gerekirse; dünya ticaretindeki artış yabancı para birimlerine
yansımakta ve kurda dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu sebeple, FED faiz
kararlarını da etkilemektedir. Piyasadaki olumlu beklentiler yatırımların ve
ticaretin artmasına, ticaretin artması kurun düşmesine ve buna bağlı olarak da
faizlerin yükselmesine sebep olabilmektedir. Fakat yukarıda bahsedildiği gibi
Baltık borsası halka kapalı olduğu için manipülasyona uğramasa da gemi arz ve
talebindeki etkiler ya da yapılan vadeli işlemlerin bir sonraki dönemde
piyasayı etkilemesi sebebiyle tek başına temel olarak alınmamalı, diğer
pariteler ile birlikte değerlendirilmelidir.