Binek otomobillerin giderlerine kısıtlama

Binek otomobillerin giderlerine kısıtlama 

Geçen hafta Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilen ve önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile işletmelerin kiraladıkları veya iktisap ettikleri binek otomobillerin giderlerinin vergi matrahının tespitinde indiriminde kısıtlamalara gidilmektedir.

Teklife göre ticari kazancın / kurum kazancının tespitinde;

- Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin ancak 5.500 TL’ye kadarlık kısmı gider yazılabilecektir.
- Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisini maliyete eklemeyerek doğrudan gider yazmak isteyenler, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmının doğrudan gider yazabileceklerdir.
- Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i gider yazılabilecektir.
- Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı ticari kazancın / kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

Yukarıda aktardıklarımdan son ikisi faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçlarla kullandıkları binek otomobillerine uygulanmayacaktır.

Ayrıca, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/7. maddesin yapılan bu değişikliğin uygulaması ile ilgili olarak, bentte yer alan aktardığımız tutarların her yıl yeniden değerleme oranında artırılması da öngörüldüğünden, gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarının tespitinde binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutarların dikkate alınacağı da düzenlenmektedir. Bu suretle, her bir binek otomobilinin iktisap edildiği tarihte yürürlükte bulunan Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/7. maddesindeki tutar dikkate alınarak binek otomobilinin faydalı ömrü süresince gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarının tespit edilmesi ve bu tutarın yıllar itibarıyla yeniden değerleme nedeniyle değişmemesi sağlanmaktadır.
Ayrıca yukarıda yer verilen kısıtlamaların, serbest meslek erbabına ait binek otomobillerin giderlerine de uygulanması amacıyla GVK 68’inci maddede de benzer değişiklikler yapılmaktadır.

Bu getirilmek istenen düzenlemelere, araçların yakıt, bakım gibi giderleri ile ilgili %70’lik kısıtlama, araçların özel faaliyetlerde de kullanıldığı karinesine dayanmaktadır. Ancak düzenleme otomobillerini özel faaliyetlerde de kullanıldığı haller için doğrudur. Ancak ticari faaliyetin dışında kullanılmayan ve kullanılmadığı mükellef tarafından kanıtlanan binek otomobillerinin giderlerine sınırlama getirilmesi haksızlıktır.

Öte yandan söz konusu otomobillerin satışında gider yazdırtılmayan ve amortismanı dikkate alınmayan kısmın, kazancın tespitinde nasıl dikkate alınacağının kanun teklifinde gösterilmemiş olması da büyük eksikliktir. Zira bu eksikliğin idari yorum yoluyla veya GİB tarafından Genel Tebliğ’le giderilmesine verginin yasallığı ilkesi (Anayasa md. 73/3) engeldir.
Burada amortismanlarda belli sınırı aşan tutarların gider yazdırtılmaması, KDV ve ÖTV toplamındaki aşırılığın kazanç vergileri açısından Teklifi hazırlayanlarda yarattığı rahatsızlığı da göstermektedirler. Kazanç vergisi ile oynamak ve ilkeleri bozmak yerine binek otomobillerinin KDV ve ÖTV toplamının sınırlanması tercih edilseydi, bence daha anlamlı olurdu. Hem de otomotive sektörü rahatlardı.

Öte yandan hazineye gelir temin etme maksadıyla gider unsurlarına getirilen her sınırlama, matrahın “safi tutar” ilkesine göre belirlenmesine engel olduğu gibi, gerçek mali güç belirlenerek vergileme yapılmasına da engel oluşturmaktadır. Sadece bu getirilmek istenen sınırlar değil, binek otomobillerinin motorlu taşıtlar vergisinin, özel iletişim vergisinin gider yazdırtılmaması dahi, gelir ve kurumlar vergisinin mali güce göre alınmasının önünde engel oluşturmaktadır. Serbest meslek erbabının aldığı kravatı gider yazdırmamak bile bu açıdan haksızlıktır. Hazine’ye intikal etmiş KDV, ÖTV gibi vergileri, kazanç vergisinin tespitinde tamamen veya kısmen dikkate aldırmamak, haksızlıktır.

Mali güce göre vergileme, gerçek safi gelire ulaşmayı sınırlayıp, sadece artan oranlı tarifeyi benimsemekle olmaz. Kimseyi kandırmayalım. Haksız vergileme sadece kayıt dışı ekonomiye yarar.

Bumin Doğrusöz 
www.bumindogrusoz.com