Borç alacağın kalmadığına dair "ibraname" nasıl olmalı?

Hukuki ‘helalleşme’ hakkında her şey!

Hukukta tarafların birbirine borç veya alacağı kalmadığını gösteren belgeye ibraname adı veriliyor. ‘Helalleşme’ kavramının hukuka yansımış hali olan ibranamelere gelin yakından bakalım...

İbranameler hukukta tarafların birbirlerine borç ve alacaklarının kalmadığını göstermek üzere hazırladıkları belgelerdir. Bir nevi ‘helalleşme’ kavramının hukuka yansımış halleridir.

İki taraf da alacağı tamamen ödensin veya ödenmesin, geleceğe dönük olarak karşı tarafı borçlu olmaktan kurtarmaktadır.

İş ilişkisi varsa

Bununla birlikte iş hukukunda borçlar hukukundan farklı olarak, ibranamelere sıkı geçerlilik şartları getirilmiştir. İşçinin işveren karşısında daha zayıf konumda bulunması, işverenin baskı altında ibraname imzalatabilecek olması veya çok az bir ödemeyle diğer bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması ya da işçinin işe iade davası açmasını bu yolla engelleyebilmesi nedeniyle iş hukuku bakımından ibranamelerin geçerlilik şartları ayrıca düzenlenmiştir.

Yargıtay’a göre, “İş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmesi mümkündür.”

Yargıtay bu nedenle yerleşik hale gelmiş uygulaması ile iş ilişkisi devam ederken yapılan ibra sözleşmelerini geçersiz saymaktadır.

Yeni Borçlar Kanunumuz 2012 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte, iş sözleşmelerindeki ibranamelere şekil ve süre şartı getirdi. Bununla birlikte bugün olduğu gibi daha önceki dönemlerde de ibranamelerin en önemli denetim aracı irade sakatlığı araştırmasıydı.

Bu araştırma ile işçinin herhangi bir baskı altında kalmadan ibraname imzalayıp imzalamadığı değerlendiriliyor, eğer baskı altında kaldığı sonucuna ulaşılırsa, ibra geçersiz kılınıyor.

Aşırı yararlanma

Yargıtay’a göre ibra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde, ibra iradesinden söz edilemez. Aşırı yararlanma (gabin) ölçütünün de ibra sözleşmelerinin geçerliliği noktasında değerlendirilmesi gerekir. İşveren işçinin alacağını alamaması durumunda zor duruma düşeceğini bildiğinden, işçiyi çok az ödemeye razı ederek ibra imzalatması da geçersiz kabul edilmektedir.

ALACAKLAR  KALEM KALEM SAYILMALI

İbranamede ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça ifade edilmesi gerekmektedir. İş sözleşmesi sonlanmış bir işçiye ibraname imzalatılırken kıdem tazminatı karşılığı olarak ne kadar ödendiği, kullandırılmamış yıllık izinlerin karşılığı olarak ne kadar ödendiği açıkça yazılmalıdır. Bu nedenle “Bütün alacaklarımı aldım” şeklindeki ibranameler geçerli değildir. İşçiye kıdem tazminatı olarak ne kadar, ihbar tazminatı olarak ne kadar ödendiği ibranameye açıkça yazılmalıdır. Yazılan tutarların da Banka kanalıyla ödenmiş olması aranmaktadır.

İBRANAME YAZILI OLMALI YOKSA GEÇERLİ DEĞİL...

Yazılı olmayan ibraname geçerli değildir. Yani işçinin sözel olarak “bütün alacaklarımı aldım” demesi işverenin işçisine hak ettiği bütün tazminatları ödediği anlamına gelmez. Kesinlikle yazılı olması gerekir ve işçi tarafından imzalanması şarttır. İşçinin imzalamadığı bir ibranamenin geçerli olması söz konusu değildir.

İbranamenin geçerli olması için iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten en az bir ay sonra imzalanması gerekir. Yani kanun iş sözleşmesinin sona erdirildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde işverenin işçisine hak ettiği ödemeleri yapabileceğini ve bu bir ayın sonunda ibranamenin imzalanabileceğini öngörüyor. Bu nedenle işverenlerin istifa ederken işçilere imzalattırdıkları ibranameler geçerli değil. İbranamenin imzalandığı tarihle istifa tarihi veya iş sözleşmesinin fesih tarihi arasında en az bir ay bulunması gerekmektedir. Başkası tarafından imzalanmış ibranamelerle, işten çıkış tarihinde imzalanmış ibranameler, imzanın kime ait olduğu ve imza tarihi açısından inceleniyor ve gerçek ortaya çıkıyor.

ARABULUCULUKTA NASIL İŞLİYOR?

Arabulucu nezdinde imzalanan tutanaklarda ibra niteliğinde hükümler bulunması halinde de Yargıtay aynı şartların uygulanması gerektiğine hükmediyor.

Bu şartlara uymayan arabuluculuk tutanaklarını geçersiz sayıyor. Yargıtay, kıdem ve ihbar tazminatları toplamının belirtildiği, bunların dışında işveren nezdinde kıdem, ihbar, fazla çalışma, genel tatil hafta tatili, yıllık izin prim, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dahil hiçbir hak ve alacağı kalmadığının ifade edildiği, kalmış olsa bile bu miktarın dışındaki alacaklardan feragat edildiğinin yazıldığı, işçinin işvereni her şekilde ibra ettiğini kabul ettiği yönünde ibare bulunan bir anlaşma tutanağını inceledi.

1 ay sınırı...

Yargıtay ibranamelere ilişkin Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesinin emredici hukuk kuralı niteliğinden hareketle, arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarih ve ibra beyanının içeriğini dikkate almış, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda uyuşmazlık konusu olmadan ve işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde arabuluculuk tutanağı düzenlenemeyeceği sonucuna ulaşmıştır. Kararla, iş ilişkisi sona ermeden veya sona ermesinden 1 ay geçmeden tutulan arabuluculuk tutanaklarında ibra hükmü olması halinde bu ibra hükmü geçersiz kabul edilecektir.

Cem Kılıç

milliyet.com.tr