Bu Dönem Çok Renkli Bir Meclis Oluştu
Önceki gün bir arkadaşım 2002 seçim sonuçlarını gösteren bir
grafik yayınladı. Bu grafiğe göre 2002 seçimlerinde kullanılan oyların %45’i
meclis dışında kalmış. Demokratik ülkelerde olsa yeniden yapılacak bir seçim
olurdu bu durum. Buna göre Ak Parti
aldığı %35 oy ile meclisin %65’ini ele geçirmiş, CHPde %20 ile meclisin geri kalanının oluşturmuştu. 2001 ekonomik
krizi sonucu oluşan bu durumun en önemli nedeni krize sebep olduğu düşünülen Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi ve Demokratik Sol Parti bu sonuçlarla tarihin
tozlu sayfalarında yerini almıştı. Dönenim mağduru Fazilet Partisinin büyük
parçası olduğu düşünülen Ak Partibu
sonucun kazananı olmuştu. Ancak kurucusu ve başkanı Recep Tayyip Erdoğan
dönemin oligarkları sayesinde meclis dışında kalmış, onu bir el tutup bulduğu
bir formülle meclise ve oyuna dahil etmişti. Ondan sonra yapılan seçimler,
çeşitli ihanet senaryoları devreye sokulduğu için ülkeyi bir türlü demokratik
ortama kavuşturamadı.
Buna çare olarak düşünülen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemigetirilirken parlamenter sistemin
de zafiyetleri göz önünde bulundurularak iki partili sistem öngörülmüştü.
Hükümet etmek için %50 barajı getirilerek ülkede bulunan parti sayısı
azaltılarak insanlar Amerika’da olduğu gibi Cumhuriyetçilerve Demokratlargibi
iki ana akım etrafında birleşecekler ve seçimler sonucunda ikisinden biri
kazanarak ülkeyi yönetecekti. Ama esas kurgu Recep Tayyip Erdoğan ölene kadar
başkan olmaya devam edecekti. Bakmayın siz kanuna iki dönem kuralı koyulduğuna,
kanun bu çoğunluğu bulur değiştirirsin.
Yapılan 2014 ve 2018 seçimleri ile cumhurbaşkanı seçilen
Recep Tayyip Erdoğan bütün yetkileri tek elde topladı. Artık yapılan en küçük
bir yatırım, en küçük bir atama bile ondan habersiz olmuyor. Artık herşeyRecep Tayyip Erdoğan’ınıntasvibi ve onayı ile yapılıyor. O
yüzden bakan bir şey yaparken, vali bir köye giderken, belediye başkanı sorumlu
olduğu beldeye yol yaparken reisin gözüne bakar oldu. Son deprem çalışmalarında
gördük ki, bir ile birden fazla vali, bir ilçeye birden fazla kaymakam, onların
da üstüne koordinatör bakanlar atandı. Hani biz bürokrasiyi yok etmek için
gelmiştik. Kim neden sorumlu olduğunu bir türlü anlayamadı. Herhalde bürokrasinin
de kafası karışmıştır bu işe.
Bu ortam içinde gidilen 2023 seçimlerinde halkın feraseti
galip gelerek çok renkli bir seçim süreci yaşamasak da çok renkli bir sonuç
ortaya çıkardı. Hedeflendiği gibi ikili sistemi darmaduman etti halkımız. Öyle
sıkı kalıpları benimsemediğini gösterdi. Bir kere hedeflendiği gibi parti
sayısı azalmadı arttı. Seçim takvimi başında 130’a yakın partinin olduğu ve
30’ün üzerinde partinin seçimlere katılma hakkı olduğu açıklandı. Gelinen
noktada 24 partinin seçime katılacağı ortaya çıktı. İki ittifak yerine en az 4
ittifakın oluştuğu bunların da 20’yeyakın partiyi içine aldığı ve kalanların da
kendi isim ve logoları ile seçime katılacağı kesinleşti. Sonuçta 4
cumhurbaşkanı adayı ve 4 ittifak ve 24 parti ile seçim yarışı başladı. Seçim
boyunca gelişen olaylar ve çalışmalar sonucunda Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı
yarışından çekilse de partisi seçime devam etti.
Sonuçta Cumhur İttifakı %49,5, Millet İttifakı %45, Emek ve
Özgürlük İttifakı %10,5 ve Ata İttifakı da %2,5 oy aldı. Cumhurbaşkanlığı
seçiminde de sonuçlar buna benzer oldu. Recep Tayyip Erdoğan %49,5 Kemal
Kılıçdaroğlu %45 ve Sinan Oğan da %5 oy aldı. Mecliste ise çok partili bir yapı
oluştu. Ak Parti, MHP, CHP, İyi Parti, Yeşil Sol Parti, Saadet, Gelecek, Deva,
Demokratik Parti, Hüda Par, TİP, YRP,TDP veDSP gibi benim tespit ettiğim
kadarıyla şimdilik 14 parti meclise girmiş bulunuyor. Bu da bütün sistemin
iflası demek. Millet İttifakının geri getirmeye çalıştığı parlamenter sistem
istemsiz olarak sanki geri gelmiş oldu. Oysa bu sistemle koalisyonlara ihtiyaç
kalmayacak ve daha rahat hükümet kurulacaktı.Dahaseçimler başlamadan
koalisyonlar oluştu. Çünkü %50 almak o kadar kolay bir şey değildi. 21 yıldır
iktidarda bulunan ve bu sistemi kendi elleri ile kuran parti bile kendine yeteceğine
inanmayarak 7 yıldır MHP ve BBP ile sürdürdüğü koalisyona Hüdapar, Yeniden
Refah ve Demokratik Sol Partiyi ekleyerek ortak sayısını 6’ya çıkarmıştı. Bir
de yandan çarklı Vatan Partisi desteği düşünülürse eleştirdiği 6+1’i çoktan
yakalamıştı. Millet ittifakı ise 1,5 yıldır sürdürdüğü çalışmalara 6 ortakla
devam etmiş ve HDP de dışardan destek vadetmişti.
Seçim sonucu ortaya çıkan bu tablo bu dönem bütün düşünce ve
partilerin mecliste iyi kötü temsilini sağladı. Mecliste oturumların daha renkli
olacağı şimdiden tahmin edilebilir. Milletimiz çok iyi bir ferasetle herkesi
mecliste görmek ve tartmak isterken de kendini fantezilere kapattı. Recep
Tayyip Erdoğan’a %49,5 oy vererek “bir
dönem daha bizi idare et” dedi. 28 Mayıs’ta yapılacak seçimde bunu söyleyip
söylemediğini test edeceğiz.
Bakalım 29 Mayıs İstanbul’un fethi,Cumhur İttifakı için
gerçek bir bayram olacak mı, bunu da hep birlikte göreceğiz…
İBRAHİM BALCIOĞLU
SMMM, BAĞIMSIZ DENETÇİ
[email protected]
-YASAL UYARI