Damga Vergisi Mükellef Noter Sorumluluk İlişkisi

RECEP ÇAĞLAR Gelir Uzmanı

Damga Vergisi Mükellef / Noter Sorumluluk İlişkisi


488 Sayılı Damga Vergisi esasen, Vergi Memurlarının, Meslek Mensuplarının ve Noterlerin muhakkak ve sürekli muhatap oldukları bir vergi kanunu ve türüdür. Ancak yukarıda saydığımız tarafların bu vergiyle aynı şekilde ilgilenmediği ve sınırlı birtakım kişilerce ilgi odağı olduğu da bir gerçektir. Yani her kesimin damga vergisine tabi işlemlerinin olduğu kadar bu vergiye ilgi göstermediği açıktır.

Damga Vergisi iş dünyası ve mükellefler açısından genellikle Noterlikler de karşı karşıya kalınan ve orada hesaplanıp ödenen bir vergi türü haline gelmiştir. Bu itibarla, düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olup olmaması, istisna veya muafiyetler kapsamında olup olmadığı ve bu verginin ödenip ödenmemesi konusunda, Noterlikler tüm tarafların muhatabı olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da eksik alındığı veya hiç alınmadığı sonradan anlaşılan vergilerin/cezaların kimlerden alınacağı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.


Bilindiği üzere; 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun Vergi ve Cezada Sorumluluğu düzenleyen,

24. Maddesinde: Vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.

(Değişik: 2344/1 md.) (Yürürlük: 28.11.1980) Birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar.

(Ek: 5281/4 md.) (Geçerlilik 1.1.2005 ; Yürürlük: 31.12.2004) 22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesinden sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda vergi, ceza ve fer'ileri, vergi için diğer işlem taraflarına rücu hakkı olmak üzere, bu fıkrada belirtilen kişilerden alınır.

Resmi daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmıyan veya noksan alınan kağıtların vergisi mükelleflere, cezası düzenliyenlere aittir.

Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları düzenleyenlerden alınır.” denilmektedir.

Bununla birlikte, aynı kanunun

27. Maddesinde: Değişik: 25281/5 md.) (Yürürlük: 1.1.2005) Noterler, damga vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları vergi ve cezası ödenmedikçe tasdik edemezler veya bunların suretlerini çıkarıp veremezler.

Birinci fıkra hükmüne aykırı olarak işlem yapılması halinde, mükellef hakkında Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanmakla birlikte, noterlerden de tasdik ettikleri veya üzerinde işlem yaptıkları her kâğıt için kanunen alınması gereken cezası ayrıca alınır.

Bankalar, kamu iktisadi teşebüsleri ve iştirakleri ile 22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları usulüne uygun olarak vergi ve cezası ödenmedikçe işleme koyamazlar. Vergi ve cezası ödenmeden bu kâğıtları işleme koyan kişi ve kuruluşlardan, kâğıdın mükelleflerinden alınacak ceza tutarınca ayrıca ceza alınır.” denilmiştir.

Ayrıca konuya ilişkin 48 No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği (Danıştay Kararı ile yapılan değişiklikle):

2. Damga Vergisi Kanununun 27 nci Maddesinin Birinci ve İkinci Fıkralarına Göre Vergi ve Ceza Uygulaması

Damga Vergisi Kanununun 27 nci maddesinin birinci fıkra hükmü gereğince noterlerin, kendilerine tasdik edilmesi veya suret çıkarılması için getirilen kağıtlara ilişkin damga vergisinin ve cezasının tam olarak ödenip ödenmediğini araştırma mecburiyetleri bulunmaktadır.

Noterlerin yukarıda belirtilen mecburiyete uymamaları halinde, mükelleflerden, bu kağıtlara ait damga vergisi ile cezasının aranmasının yanı sıra noterlerden de,

(Danıştay 7. Dairesinin 28/06/2007 tarihli ve Esas No: 2007/2620 sayılı Kararı ile yürütmesi durdurulmuş; Danıştay 7. Dairesinin 27/01/2009 tarihli ve Esas No: 2007/2358, Karar No:2009/499 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.), ayrıca  

- Vergi Usul Kanununun 355 inci madde hükmüne istinaden özel usulsüzlük cezasının,

aranması gerekmektedir.

Tebliğ olunur.” denilerek, konuya ilişkin tüm düzenlemelere yer verilmiştir.


DEĞERLENDİRME:

Bu veriler ışığında Noterliklerde yapılan işlemler ikiye ayrılarak “DÜZENLEME” işlemleri ile “ONAYLAMA” işlemleri başlığıyla değerlendirilmelidir.

a-) DÜZENLEME işlemleri:

Noterlikler tarafından yapılan düzenleme şeklindeki işlemler, bir kağıdın bizzat noterlik tarafından düzenlenmesi ve halinde yapılan işlemler olup, bu kağıda ait damga vergisinin Noterlikçe tahsil edilmesi ve bağlı bulunulan Vergi Dairesine beyanname ile beyan edilerek ödenecektir. Kanunun 24. maddesinde zikredildiği üzere bu durumda Noterler kağıtların vergisinden müteselsilen sorumlu olacaktır, aynen mükellef gibi vergi ve cezasından sorumlu olacaklardır. Ancak noterler bu halde damga vergisine muhatap olduklarında, mükelleflere karşı “rücu” hakkına sahip olacaklardır. Yani vergi ve cezasının noterden alınması mümkün olup, noter bu vergi, ceza ve fer’ilerini mükelleften ayrıca talep edebilecektir.

b-) ONAYLAMA işlemleri:

Noterlikler tarafından yapılan bir temel işlem şeklide, vergiye tabi kağıtların noterlik dışında düzenlenmiş olanlarının onaylanması ya da suret çıkarılması işlemidir. Bu durumda da noterler kendilerine onaylanmak üzere getirilen kağıtların eksik ödenmiş ya da ödenmemiş damga vergileri ödenmeden bu kağıtları onaylayamayacak surette çıkaramayacaklardır. Bu kuralın hilafına işlem yapılması halinde (Kanun ve Tebliğ uyarınca Noterler tasdiki veya suret çıkarılması gereken kağıtların vergisinin tam olarak ödenip ödenmediğini araştırmak zorundadırlar), yani Noterlerce bu zorunluluğa uyulmaması halinde, eksik ödenen vergiler ile bunlara ait cezaların mükelleflerden aranması gerekmekte olup, işlemi yapan noterler adına da 213 sayılı Vergi Usul Kanunu mükerrer 355. maddesi uyarınca Özel Usulsüzlük Cezası kesilmesi gerekmektedir.

Saygılarımla.


Recep ÇAĞLAR


GELİR UZMANI


Kaynakça:

1.) 213 sayılı VUK,

2.) 48 No.lu Genel Tebliğ

  1. Danıştay 7. Daire 27/01/2009 tarih ve E: 2007/2358, K:2009/499 sayılı Kararı.


    -YASAL UYARI


    DİĞER YAZILARI


    -Katma Değer Vergisi İade Alacağına Bir Bakış