Damga Vergisi Mükellef / Noter Sorumluluk İlişkisi
488
Sayılı Damga Vergisi esasen, Vergi Memurlarının, Meslek
Mensuplarının ve Noterlerin muhakkak ve sürekli muhatap oldukları
bir vergi kanunu ve türüdür. Ancak yukarıda saydığımız
tarafların bu vergiyle aynı şekilde ilgilenmediği ve sınırlı
birtakım kişilerce ilgi odağı olduğu da bir gerçektir. Yani her
kesimin damga vergisine tabi işlemlerinin olduğu kadar bu vergiye
ilgi göstermediği açıktır.
Damga
Vergisi iş dünyası ve mükellefler açısından genellikle
Noterlikler de karşı karşıya kalınan ve orada hesaplanıp ödenen
bir vergi türü haline gelmiştir. Bu itibarla, düzenlenen
kağıtların damga vergisine tabi olup olmaması, istisna veya
muafiyetler kapsamında olup olmadığı ve bu verginin ödenip
ödenmemesi konusunda, Noterlikler tüm tarafların muhatabı
olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da eksik alındığı
veya hiç alınmadığı sonradan anlaşılan vergilerin/cezaların
kimlerden alınacağı önemli bir sorun olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Bilindiği
üzere; 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun Vergi ve Cezada
Sorumluluğu düzenleyen,
24.
Maddesinde:
“Vergiye
tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan
ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan,
mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler
sorumludur.
(Değişik:
2344/1 md.) (Yürürlük:
28.11.1980) Birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara
ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen
sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden müstesna olanların
bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez. Damga
Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer
alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların
imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler
tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç
ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın
tamamından kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar.
(Ek:
5281/4 md.) (Geçerlilik 1.1.2005 ; Yürürlük: 31.12.2004) 22
nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar,
taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan
ve ödenmesinden sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan
ödenmesi durumunda vergi, ceza ve fer'ileri, vergi için diğer
işlem taraflarına rücu hakkı olmak üzere, bu fıkrada belirtilen
kişilerden alınır.
Resmi
daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede
bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmıyan veya noksan alınan
kağıtların vergisi mükelleflere, cezası düzenliyenlere aittir.
Vergi
ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere,
kağıtları düzenleyenlerden alınır.”
denilmektedir.
Bununla
birlikte, aynı kanunun
27.
Maddesinde:
“Değişik:
25281/5 md.) (Yürürlük: 1.1.2005) Noterler,
damga vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları vergi
ve cezası ödenmedikçe tasdik edemezler veya bunların suretlerini
çıkarıp veremezler.
Birinci
fıkra hükmüne aykırı olarak işlem yapılması halinde, mükellef
hakkında Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanmakla birlikte,
noterlerden de tasdik ettikleri veya üzerinde işlem yaptıkları
her kâğıt için kanunen alınması gereken cezası ayrıca alınır.
Bankalar,
kamu iktisadi teşebüsleri ve iştirakleri ile 22 nci maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, vergisi
ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları usulüne uygun olarak
vergi ve cezası ödenmedikçe işleme koyamazlar. Vergi ve cezası
ödenmeden bu kâğıtları işleme koyan kişi ve kuruluşlardan,
kâğıdın mükelleflerinden alınacak ceza tutarınca ayrıca ceza
alınır.” denilmiştir.
Ayrıca
konuya ilişkin 48 No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği (Danıştay
Kararı ile yapılan değişiklikle):
“2.
Damga Vergisi Kanununun 27 nci Maddesinin Birinci ve İkinci
Fıkralarına Göre Vergi ve Ceza Uygulaması
Damga
Vergisi Kanununun 27 nci maddesinin birinci fıkra hükmü gereğince
noterlerin, kendilerine tasdik edilmesi veya suret çıkarılması
için getirilen kağıtlara ilişkin damga vergisinin ve cezasının
tam olarak ödenip ödenmediğini araştırma mecburiyetleri
bulunmaktadır.
Noterlerin
yukarıda belirtilen mecburiyete uymamaları halinde, mükelleflerden,
bu kağıtlara ait damga vergisi ile cezasının aranmasının
yanı sıra noterlerden de,
- (Danıştay
7. Dairesinin 28/06/2007 tarihli ve Esas No: 2007/2620 sayılı
Kararı ile yürütmesi durdurulmuş; Danıştay 7. Dairesinin
27/01/2009 tarihli ve Esas No: 2007/2358, Karar No:2009/499
sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.),
ayrıca
-
Vergi Usul Kanununun 355 inci madde hükmüne istinaden özel
usulsüzlük cezasının,
aranması
gerekmektedir.
Tebliğ
olunur.” denilerek,
konuya ilişkin tüm düzenlemelere yer verilmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Bu
veriler ışığında Noterliklerde yapılan işlemler ikiye
ayrılarak “DÜZENLEME” işlemleri ile “ONAYLAMA” işlemleri
başlığıyla değerlendirilmelidir.
a-)
DÜZENLEME işlemleri:
Noterlikler
tarafından yapılan düzenleme şeklindeki işlemler, bir kağıdın
bizzat noterlik tarafından düzenlenmesi ve halinde yapılan
işlemler olup, bu kağıda ait damga vergisinin Noterlikçe tahsil
edilmesi ve bağlı bulunulan Vergi Dairesine beyanname ile beyan
edilerek ödenecektir. Kanunun 24. maddesinde zikredildiği üzere bu
durumda Noterler kağıtların vergisinden müteselsilen sorumlu
olacaktır, aynen mükellef gibi vergi ve cezasından sorumlu
olacaklardır. Ancak noterler bu halde damga vergisine muhatap
olduklarında, mükelleflere karşı “rücu” hakkına sahip
olacaklardır. Yani vergi ve cezasının noterden alınması mümkün
olup, noter bu vergi, ceza ve fer’ilerini mükelleften ayrıca
talep edebilecektir.
b-)
ONAYLAMA işlemleri:
Noterlikler
tarafından yapılan bir temel işlem şeklide, vergiye tabi
kağıtların noterlik dışında düzenlenmiş olanlarının
onaylanması ya da suret çıkarılması işlemidir. Bu durumda da
noterler kendilerine onaylanmak üzere getirilen kağıtların eksik
ödenmiş ya da ödenmemiş damga vergileri ödenmeden bu kağıtları
onaylayamayacak surette çıkaramayacaklardır. Bu kuralın hilafına
işlem yapılması halinde (Kanun ve Tebliğ uyarınca Noterler
tasdiki veya suret çıkarılması gereken kağıtların vergisinin
tam olarak ödenip ödenmediğini araştırmak zorundadırlar), yani
Noterlerce bu zorunluluğa uyulmaması halinde, eksik ödenen
vergiler ile bunlara ait cezaların mükelleflerden aranması
gerekmekte olup, işlemi yapan noterler adına da 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu mükerrer 355. maddesi uyarınca Özel Usulsüzlük
Cezası kesilmesi gerekmektedir.
Saygılarımla.
Recep
ÇAĞLAR
GELİR UZMANI
Kaynakça:
1.)
213 sayılı VUK,
2.)
48 No.lu Genel Tebliğ
Danıştay
7. Daire 27/01/2009 tarih ve E: 2007/2358, K:2009/499 sayılı Kararı.
-YASAL UYARI-
DİĞER YAZILARI
-Katma Değer Vergisi İade Alacağına Bir Bakış