Ek vergi için dava açmayı düşünenlere son uyarılarım

Erdoğan Sağlam Yeminli mali müşavir


Ek vergi için dava açmayı düşünenlere son uyarılarım

Ek vergi için dava açmayı düşünenlerin dikkat etmeleri gereken hususlar, bu yazımın konusunu oluşturuyor

Değerli okurlar, 2022 yılı kurumlar vergisi beyannamesini, deprem nedeniyle ihdas edilen "ek vergi" yönünden ihtirazi kayıtla veren çok sayıda mükellef oldu. Şimdi beyannamenin verildiği, dolayısıyla ek verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 30 gün içinde dava açılması mümkün bulunuyor.

Bazı mükelleflerin ihtiraz kayıtla beyanname vermelerine rağmen çeşitli nedenlerle dava açmadıklarını görüyoruz. İhtirazi kayıt koyan çoğunluğun ise dava açmayı düşündüklerini gözlemliyoruz.

Ek vergi konusunda dava açmak mükelleflerin yasal hakları olduğuna göre, bu kararlarını saygıyla karşılamak gerekir. Dava açanları deprem nedeniyle psikolojik baskı altına almanın yanlış olduğunu düşünüyorum.

Belki de bu mükellefler, davayı kazandıkları ve ödedikleri vergiyi geri aldıkları taktirde bu tutarları kısmen veya tamamen depremzedelere yardım için kullanacaklar!

Ek vergi için dava açmayı düşünenlerin dikkat etmeleri gereken hususlar, bu yazımın konusunu oluşturuyor.

Ek vergi için ayrı dava mı açmak gerekir?
2022 yılı kurumlar vergisi beyannameleri sadece ek vergi yönünden ihtirazi kayda konu edilmedi. Başta finansman gider kısıtlaması olmak üzere, kurumlar vergisine ilişkin de çok sayıda ihtirazi kayıt şerhi konuldu.

Böyle olunca tek dava dilekçesi ile tüm konular için tek bir dava mı açılmalı, yoksa ek vergi için ayrı dava açma yoluna mı gidilmeli, şeklinde bir tereddüt olduğunu görüyoruz.

Benim önerim ek vergi için ayrı dava açılması yönünde…

Çünkü ek vergiye ilişkin dava nedenlerinin tamamına yakınını ek vergi düzenlemesinin Anayasaya aykırılığı oluşturuyor.

Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetliyor.

Norm denetiminde "iptal davası" ve "itiraz yolu" olmak üzere iki tür başvuru usulü bulunuyor. İptal davası yoluna "soyut norm denetimi", itiraz yoluyla denetime ise "somut norm denetimi" de deniliyor. İtiraz yolunda, başvuru konusu normun Anayasa’ya uygunluğunun denetimi, görülmekte olan bir dava aracılığıyla gerçekleşiyor.

Kanunların tamamen veya belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilme hakkı; Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere ait.

Bu yolda iptal davasının, iptali istenen normun Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altmış gün içinde açılması gerekiyor. Bildiğimiz kadarıyla ek vergiye ilişkin kanuni düzenleme, bu yolla iptal davasına konu edilmedi.

İtiraz yoluna ise ancak kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri konu edilebiliyor. Bu yolda, bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakabiliyor.

İşte ek vergi yönünden 2022 yılı kurumlar vergisi beyannamelerini ihtirazi kayıta veren kurumlar bu yolu kullanarak dava açabilecekler.

Açılacak davalarda mahkeme, ek vergi düzenlemesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakabilecek.

Eğer ek vergi ile birlikte diğer kurumlar vergisi ihtirazi kayıt konularını da içeren tek bir dava açılırsa, bekleme kararının verilmesi halinde diğer konular için de bekleme kararı geçerli olacak. Bu nedenle ek vergi dışındaki konuların ayı bir davaya konu edilmesinin, bu konulara ilişkin davaların daha erken sonuçlanmasını sağlayabilecek olması nedeniyle daha isabetli olacağını düşünüyorum.

Kaldı ki ek verginin, tek bir tahakkuk fişiyle kurumlar vergisi ile birlikte tahakkuk ettirilmesine rağmen ayrı bir yükümlülük olduğu, dolayısıyla ayrı dava açılması gerektiğini savunanlar da var.

Benim kişisel kanaatim, her iki alternatifin de uygulanabileceği yönünde. Mahkemelerin, ister tek dava açılsın, isterse diğer kurumlar vergisi konuları için ayrı dava açılsın, tüm davaları kabul edip görüşmeleri gerekiyor. Bu durum, süresinde dava açan mükelleflerin savunma hakkının doğal bir gereği…

Dava açma sürenizi kontrol edin!
Ek vergi için açılacak davalarla ilgili bir uyarım daha var. Bazı mükellefler beyanname verme süresinin son günü olan 5 Mayıs 2023’ü beklemeden daha önce kurumlar vergisi beyannamelerini vermiş olabilirler. Bunların beyannamelerini verdikleri tarihe göre dava açma sürelerini kontrol etmelerinde yarar var.

Çünkü 30 günlük dava açma süresi, beyannamenin verilmesi gereken son günü izleyen günde değil, beyannamenin verildiği, yani ek verginin tahakkuk ettirildiği tarihi izleyen günde başlıyor.

Beyannamesine ihtirazi kayıt koymayanlar, verecekleri düzeltme beyannamelerine ihtirazi kayıt koyarak dava açma hakkı elde edebilirler mi?

Diğer bir konu da normal beyan süresi içerisinde verilen kurumlar vergisi beyannamelerinde ihtirazi kaydı düşmeyi unutan/ihmal eden mükelleflerle ilgili.

Bu durumdaki mükellefler süresinden sonra da olsa ihtirazi kayıtla verecekleri düzeltme beyannamelerine istinaden dava açabilirler mi?

Maalesef yargı sadece vergi dairelerinin zorlayıcı bir yazısının varlığı halinde mükelleflerin ihtirazi kayıtla verdikleri düzeltme beyanları için dava açabileceklerini kabul ediyor.

Bu nedenle, süresinde verilen beyannameye ihtirazi kayıt koymayıp, sonradan verilen düzeltme beyannamesinde matrahta hiçbir değişiklik yapmadan sadece ihtirazi kayıt koyan mükelleflerin açacakları davalardan olumlu bir sonuç alabileceklerini sanmıyorum.

Erdoğan Sağlam

https://t24.com.tr/yazarlar/erdogan-saglam/ek-vergi-icin-dava-acmayi-dusunenlere-son-uyarilarim,40196