Ku'rân’ı Kerîm'de 19 Mu'cizesi var mıdır?
Ku'rân'ı Kerîm, 19 râkâmına sarılanlara, Müdessir Sûresi’nde ne diyor:
Mahmut Kısa Meâli ile anlamaya çalışalım.
Âyet’in orijinal okunuşu:
عَلَيْهَاتِسْعَةَعَشَرَۜ
Türkçe okunuşu:
(Aleyhâtis’âte ‘aşer(a))
"Ve bu ateşin başında, tam on dokuz tane güçlü ve
acımasız zebani bekler!
Neden zebani ve neden 19 derseniz:"(30. Âyet. Meâli)
Âyet’in orijinal okunuşu:
وَمَاجَعَلْنَٓااَصْحَابَالنَّارِاِلَّامَلٰٓئِكَةًۖوَمَاجَعَلْنَاعِدَّتَهُمْاِلَّافِتْنَةًلِلَّذ۪ينَكَفَرُواۙلِيَسْتَيْقِنَالَّذ۪ينَاُو۫تُواالْكِتَابَوَيَزْدَادَالَّذ۪ينَاٰمَنُٓواا۪يمَانًاوَلَايَرْتَابَالَّذ۪ينَاُو۫تُواالْكِتَابَوَالْمُؤْمِنُونَۙوَلِيَقُولَالَّذ۪ينَف۪يقُلُوبِهِمْمَرَضٌوَالْكَافِرُونَمَاذَٓااَرَادَاللّٰهُبِهٰذَامَثَلًاۜكَذٰلِكَيُضِلُّاللّٰهُمَنْيَشَٓاءُوَيَهْد۪يمَنْيَشَٓاءُۜوَمَايَعْلَمُجُنُودَرَبِّكَاِلَّاهُوَۜوَمَاهِيَاِلَّاذِكْرٰىلِلْبَشَرِ۟
Türkçe okunuşu:
(Vemâce’âlnâashâbennâri illâ melâiketen, vemâce’alnâ
‘iddetehûm illâ fitnetenlillezînekeferûliyesteykinelleżîneûtûlkitâbe ve
yezdâdellezîneâmenûîmânen, velâyertâbellezîneûtûlkitâbevelmû'minûne,
veliyekûlellezîne fî kulûbihimmerâdûnvelkâfirûnemâżâerâdâllâhubihâzâ meselâ(n).
Kezâlikeyûdillûllâhu men yeşâûvâyehdî men yeşâ(û). Vâmâyâ’lemûcûnûderâbbike
illâ hû(vâ). Vâmâhiye illâ zikrâlilbeşer(i))
"Biz cehennemde zebâni olarak, ancak melekleri
görevlendirdik. Onların sayısını da, sırf inkârcılar için bir imtihân aracı
yaptık ki, kendilerine daha önce ilâhî Kitap verilmiş olan Yahudi ve
Hıristiyanlar, hakîkati ortaya koyan bu Kitabın Allah’tan geldiğine yürekten
inânsınlar ve ona zaten îmân etmiş olanların inânçları daha da güçlensin;
böylece, daha önce Kitap verilmiş olanların ve mü'minlerin kalplerinde, bu
konuda zerre kadar kuşkuya yer kalmasın!
Fakat
kalplerinde hastalık bulunan ve bu yüzden, bazen mü'min, bazen kâfir gibi
davranarak şüphe ve tereddüt içinde bocalayan münâfıklar ve Kur’ân’ı doğrudan
ve açıkça inkâr eden kâfirler, bu muhteşem âyetlerdeki hikmeti
kavrayamadıklarından, “Sizin inândığınız Allah, bu örnekle ne demek istemiş
acaba? Eğer cehennemde sadece 19 görevli varsa, hepimiz bir olup onların
hakkından geliriz!” diyerek sizinle âlây edecekler. Ya da 19 râkâmına olmadık
ânlâmlar yükleyerek insanları saptırmaya
çalışırlar. İşte böylece Allah, bile bile kötülüğü tercih
ederek sâpıklıkta kalmak isteyeni sâptırır, sâmîmî bir kalple gerçeğe, doğruya
yönelmek isteyeni de doğru yola iletir.
Evet, Râbbînin ordularının sayısını ve gücünü, Kendisinden
başka hiç kimse bilemez!
O hâlde dinleyin, ey insanlar! Size haber verilen bu korkunç
cehennem ateşi, insanlık için bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir. Bu
gerçek ortada iken, nasıl buyruklarıma karşı gelebilirsiniz?" (31.Âyet)
Hâşiye:
31. ÂyetMeâli Açıklaması:
(Bu Âyet'te bildirilen melek sayısı tıpkı Âyet'te
belirtildiği gibi kâfirler için imtihân sebebi olmuştur. Bu gibi insanlar
Kitab'ınÂyetler arası ilişkisini örtmek için, sözde matematiksel ilişkiler ağı
kurarak, Kitâb'ın iç bağlantılarını kafalarına göre kurmak ve fitne çıkarma
isteğiyle çeşitli yorumlar yapar, kendilerine veya önderlerine kutsallık
edinmeye çalışırlar. Oysa Kitâb'ınÂyetler arası ilişkisi Âl-î ÎmrânSûresi, 7.
Âyet'de (Sana bu muhteşem Kitâbı gönderen, O’dur. Kur’ân’ın büyük bir kısmı
mûhkemâyetlerden oluşmaktadır ki, bunlar Kitâbınâslı ve esâsıdır. Diğer
âyetleri ise, müteşâbihtir.
Mûhkem: Bozulmaya, yıkılmaya karşı korunmuş,
sapasağlam ve dayanıklı şey demektir. Kur’ân, hiçbir değişikliğe ve bozulmaya
uğramayacak şekilde korunmuş, sağlamlaştırılmış olduğundan, bu ânlâmda bütün
âyetlerimûhkemdir. (11. Hûd: 1; 22. Hacc: 52; 47. Muhammed: 20)
Müteşâbih: Aralarındaki fark neredeyse seçilemeyecek
ölçüde birbirleriyle benzeşen şeyler demektir. Kur’ânâyetleri; güzellik,
doğruluk, söylem biçimi gibi bir çok yönlerden birbirlerine benzediğinden, bu
ânlâmda da bütün âyetlerimüteşâbihtir (39. Zümer: 23).
Buradaki ânlâmıyla; bizden hem îmân ve hem de o îmân
doğrultusunda âmel isteyen, yani konusu îmân ve âmel olan âyetleremûhkem; ama
sadece îmân isteyen, konusu îmân olup bizden bir âmel istemeyen âyetlere de müteşâbih
denir. Meselâ; Nâmâz, infâk, içki, kumar gibi konuları anlatan Âyetlermûhkem,
Âdem’in topraktan yaratılması, Fil olayı, Musâ’nınasâsı ile denizin yarılması
gibi konuları anlatan âyetler de
müteşaâbihtir.
Kur’ân’ınâsıl varlık sebebi, insan hayatını Allah’ın rızâsı
doğrultusunda düzenleyen mûhkemâyetlerdir. Ama onların uygulanabilmesi için
müteşâbihâyetlerle kazanacağımız îmân desteğine gerçekten ihtiyacımız vardır.
Fakat, Kur’ân ile hayatını düzenleme ve onun dilediği gibi
yaşama niyeti olmayan, kalplerinde eğrilik bulunan, kötü niyetli veya bilgisiz
insanlar, Kur’ân’ın bildirdiği gerçekler konusunda insanları şüpheye düşürerek
fitne çıkarmak ve Allah’ın kitâbını keyiflerince yorumlayıp bâtıl iddiâ ve
önyargılarını Kur’ân’a onaylatmak amacıyla, mûhkemâyetleri görmezlikten
gelirler de, kulluk derdinde olmadıkları için ânlâmını rahatça
çarpıtabileceklerini düşündükleri bu müteşâbihâyetlerin peşine düşerler.
Oysa onların gerçek ânlâmını ve doğru yorumunu, sadece Allah
bilir. Ve bunu, kitâbında size de açıkça bildirmiştir. O hâlde, birkaç ânlâma
gelebilen bu müteşâbihâyetlerin doğru yorumunu Allah’tan, yani onun kitâbından
ve onları beyân hakkı verilen Elçi’sinden öğrenmelisiniz. Nitekim, ilimde
derinleşmiş olanlar:
“Biz, ona tüm kalbimizle îmân etmişiz, mûhkem olsun,
müteşâbih olsun, Kur’ânâyetlerinin tümü Râbbîmiz tarafından gönderilmiştir!”
derler. Fakat bu hâkîkâtı, âkl ve sağduyu sahiplerinden başkası düşünüp öğüt
almaz.) diye de açık olarak bildirilmiştir.
10.12.2020
Mustafa BAYGIN
SMMM, Emlak Müşaviri