Matrah Artırımından Yararlananlara Soğuk Duş

Bu yıl Mayıs ayında yasalaşan 7143 sayılı Kanun’dan yararlanan mükellefler, Ağustos sonuna kadar 2013-2017 yıllarına ait gelir vergisi ve kurumlar vergisi matrahlarını, Gelir/Kurumlar stopaj vergilerini, katma değer vergilerini Kanunda öngörülen oranlarda artırıp belli bir oranda vergi ödemeyi taahhüt ederek bu vergiler hakkında vergi incelemesinden muaf olma hakkını elde ettiler. 

Zarar beyan eden mükellefler de yine aynı Kanunla belirlenen vergi tutarlarını ödemeyi taahhüt etmek suretiyle aynı imkanı elde ettiler.

Ya da mükellefler böyle olduğunu düşünüyorlardı. 

Çünkü Kanunda matrah artırımı yapanlar hakkında “vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz” ifadesi her vergi türüne ait bentten sonra açıkça tekrar edilmişti. 

Ancak hal böyle iken mali af kanun tasarısı Plan Bütçe Komisyonunda görüşülürken matrah artırımından yararlananlara adeta soğuk duş etkisi yaratacak bir bendin eklendiğini görüyoruz.

7143 sayılı Kanunun matrah artırımı ile ilgili 5. maddesine eklenen (13) numaralı bende göre matrah artırımından yararlananlar hakkında VUK Md. 367 kapsamında kaçakçılık suçu ile inceleme yapılabilecek. 

Bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmayacak fakat mükellef hakkında vergi suçu raporu düzenlenerek Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilecek.

Esasen bu durum, Kanunun vergi barışı olarak kamuoyuna aktarılan amacıyla çelişkili bir duruma neden olmuştur.

Zira bu düzenleme ile tam manasıyla bir barıştan söz etme imkanı ortadan kalkmış gözüküyor 

Hatırlanacağı üzere Maliye Bakanlığı 7143 sayılı Kanunla ilgili yürüttüğü kampanyada, tüm broşür ve rehberlerde “incelenmeme güvencesini” ön plana çıkararak mükellefleri matrah artırımından yararlanma yönünde teşvik etti. 

Aftan yararlanmak isteyenlere “2013-2017 yıllarına ilişkin matrah ve vergi artırımı yapılması durumunda bu yıllar için vergi incelemesi yapılmayacağı” açıkça ifade edildi.

Son dakikada eklenen bu bent, aynı maddenin diğer bölümlerinde yer alan “hiçbir şekilde vergi incelemesi yapılmayacağı” hükümleriyle de açıkça çelişki teşkil ediyor. 

Çünkü bir mükellef hakkında vergi suçu raporu yazılabilmesi için o mükellef nezdinde vergi incelemesi yapılması gerekir. Bu durum ise vergi incelemesi yapılmayacağı yönündeki düzenlemelere ve taahhütlere aykırılık oluşturuyor.

Geçmişteki af düzenlemelerinde sadece naylon fatura düzenleyicileri ile defter, kayıt ve belgeleri yok edenler, defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar için suç raporu yazılabiliyordu ve bu mükellefler matrah artırımında hiçbir şekilde yararlanamıyorlardı.

Yapılan bu ekleme nedeniyle eski af yasalarından yararlananlar daha şanslı olurken 7143’ten yararlananlar şanssız duruma düşmüş oldular. 

Şöyle ki; bir mükellef 2016 yılı için önceki af düzenlemesinden yararlanmamış ancak şimdi 7143’ten yararlanmışsa, kaçakçılık suçu (örneğin sahte belge kullandığı) iddiasıyla incelemeye tabi tutulabilecek. 

Oysa ki mükellef eski yasa kapsamında aftan yararlanmış olsaydı 2016 ve önceki yıllar için kaçakçılık suçu iddiasıyla inceleme yapılamayacaktı.

Vergi Barışı korunabilir mi?

Peki şimdi ne olacak diye bir soru aklınıza gelebilir.

Mal veya hizmet satın aldığınız bir satıcının Maliye tarafından sahte belge düzenleyicisi olarak tanımlandığı bir durumda, sizin alışlarınız gerçek olsa ve matrah artırımından yararlanmış olsanız bilesahte belge kullanıcısı olarak incelenmek ve Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmak riski ile karşı karşıyasınız demektir.

Yani matrah artırımı nedeniyle incelenmeme garantisi aldığını düşünen vergi mükellefleri için durumun hiç de öyle düşündükleri gibi olmadığını söylemek gerekiyor.

Sonuçta, matrah artırımından yararlanan mükellefler ile idare arasındaki vergi barışını koruma hususunda, Vergi Denetim Kuruluna çok iş düşecek gibi gözüküyor. 

Başka çözümler gündeme getirilmediği sürece.

Nazmi KARYAĞDI

https://vergialgi.net