Mükellef Kendi Beyanlarına Karşı Dava Açabilir Mi?

Mükellef Vergi Dairesine verdiği beyannameye karşı dava açabilir mi?

Vergi Usul Kanununun 25 nci maddesinde vergi kanunlarına göre beyan üzerinden alınan vergilerin tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk edeceği, 27 nci maddesinde tahakkuk fişinin alınmamış olmasının verginin tahakkukunu engellemeyeceği, 378 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, “ vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması gerektiği, ikinci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları, bu kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz” olduğu belirtilmektedir.

Bu hükümler birlikte dikkate alındığında mükelleflerin vergi hataları dışındaki durumlarda kendi verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı dava açmaları yasaklanmıştır.

Mükelleflerin kendi verdikleri beyanname üzerine tarh edilen vergiye karşı dava açmasının iki yolu vardır.

Birincisi, Vergi Usul Kanununun 116 ncı maddelerinde belirtilen nitelikte bir vergi hatasının bulunması halinde mükelleflerin düzeltme talebinin reddedilmesi halinde şikayet yoluyla dava açma imkânı bulunmaktadır.

İkincisi ise, ihtirazi kayıt ile beyan edilen vergiye karşı dava açılabilir.

İhtirazi kaydın Türkçe karşılığı, yasal hakkın saklı tutulmasını ifade etmektedir. Vergi kanunlarında şikayet yoluyla dava açmaya ilişkin usuller Vergi Usul Kanunun 116-126 ncı maddelerinde belirtildiği halde, ihtirazi kayıtla ilgili olarak bir hükme yer verilmemiş, ancak Vergi Daireleri İşlem Yönergesinde bu konuya yer verilmiştir.

İhtirazi kayıtla beyanname verilmesi konusu 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 4 üncü bendinde düzenlenmiştir.

Buna göre, “vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali hükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durduracağı, ancak 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların, tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmeyi durdurulmasının istenebileceği” hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında, ikmalen, resen veya idarece yapılan tarhiyatlara karşı açılan davaların tahsilat işlemini durduracağı, vergi mahkemesi kararının mükellefe tebliği ile vergi veya cezanın tahakkuk edeceği, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, 6 ncı fıkrasında, “İhtirazi kayıtla 1 Sakıp ŞEKER, Yeminli Mali Müşavir 2 Vergi Daireleri İşlem Yönergesinin 39/3 üncü maddesinde, “Mükelleflerce kanuni gerekçe gösterilerek beyan edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye dav a hakkının saklı tutulması yolunda beyannameye yazılı nota ihtirazi kayıt adı verilir.Bu şekilde verilen beyannameler üzerine süresinde verilen beyannameler için yapılan işlemler aynen yapılır. İhtirazi kayıtla verildiği şerhi düşülen tah akkuk fişi, beyanname ile birlikte değerlendirme masasına verilir.” Denilmektedir. 3 2577 Sayılı Kanunun 26/3 üncü madde hükmü: ”Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılmaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır ve varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” 2 beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliği tarihine kadar geçen süre için bu maddede yer alan esaslar dahilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında gecikme faizi hesaplanır.” Denilmektedir.

Yukarıda belirtilen kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, mükelleflerin kendileri tarafından beyan edilen matrahlar üzerinden hesaplanan vergi ve kesilen cezalara karşı dava açmaları sadece beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmiş olması veya vergi hatasının bulunması halinde mümkündür. (Kaynak: kanitymm.com.tr)