PANDEMİ’DE KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
VE SSP...
Merhaba Sevgili
Dostlarım,
2021 yılına yaklaştığımız şu günlerde, 2020 den çok daha iyi bir yıl olması
dileğiyle, hepimize en içten dileklerle; sağlık, mutluluk, sevgi, saygı ve
başarılarla dolu yepyeni bir yıl diliyorum!
1980 li yıllardan bu yana “Sosyal Sorumluluk Projeleri”, 2000 li yıllardan bu
yana da Küresel İlkeler Sözleşmesi ve “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri” içinde
yer alan bir kişi olarak, iş hayatında bu konularda yaşanan gelişmelerle ilgili
bazı detayları Sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz üzere, sosyal sorumluluk projelerinin kökeni, tarihimizde çok
eskilere dayanmakta ve halen çeşitli markaların web sitelerinde + reklamlarında
karşımıza çıktığı şekliyle, topluma hizmet olarak devam etmekte. (Okul +
Hastane + Çevre + Temizlik + Hayvanlara Destek + Vs.)
Kurumsal sosyal sorumluluk ise Küresel İlkeler Sözleşmesine (2000/2001) göre; 4
ana madde (İnsan Hakları + Çalışma Standartları + Doğa ve Çevre + Yolsuzlukla
Mücadele) ve alt açılımları (Çocuklar / Gençler / Engelliler ve Kadın Hakları +
Çalışan Memnuniyeti + Bilinçli Tüketim / Su ve Karbon Ayak İzi + Genç Liderler
ve Sürdürülebilir Projeler) ile, üzerinde durulması gereken konular arasında
yer almakta... (Sn. Alfred Felix ve Sn. Yani Garaj Façyo’ya çok teşekkürler!)
Hemen hemen tüm kurum ve kuruluşlar için, ayakta kalma dönemlerinin yaşandığı
böyle bir dönemde, kurumsal sosyal sorumluluk ve sosyal sorumluluk projelerinin,
en önemli gündem maddelerimiz arasında “Olmadığı” da muhakkak!
Maalesef, içinde bulunduğumuz bu tatsız zaman diliminde, birçok şirket; hem
çalışanlarına hem de piyasalara karşı, ödemeler konusunda çeşitli sıkıntılar
yaşıyor. Böyle zamanlarda işi bırakıp gitmek veya sorunları görmezden gelmek,
bizlere pek enteresan gelmeyeceğinden hareketle, ekibinizle birlikte çıkış
yolları aramak şart diye düşünüyorum...
Bu nedenle amacım, problemlerimize çözüm üretirken, eğer varsa bu konularda
daha önceki hamlelerimizi de unutmamak ve fotoğrafı bir bütün olarak
değerlendirmek. Yani, bizlere para kazandıran topluma olan borcumuzu ödemek
için; iş’e daha sonra sıfırdan başlamak zorunda kalmamak ve üreteceğimiz
çözümlerle birlikte, konuları bir bütün olarak değerlendirmek!..
Bu nedenle de; pandemi döneminin ne zaman biteceğini bilememekle birlikte, özellikle
iş dünyamızda yeni normallerin yaşamımıza dâhil olduğu şu günlerde, hala bazı
sıkıntılarımız devam ediyorsa, aynı şekilde hareket ederek - bu sıkıntılara net
çözümler bulmamız pek söz konusu olmadığından, önce kendimizden başlayarak bir
değişim evresine girmemiz gerektiği konusunda, aynı fikirde olduğumuzu
zannediyorum.
Böyle bir değişim evresinde, en büyük yardımcılarımızın da, çalışanlarımız ve
paydaşlarımız olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu nedenle de, önce çalışanlarımızın
işin içine dâhil edilmeleri, sonra da özellikle kurumsal sosyal sorumluluk ağırlıklı
kısa vadeli ve küçük sosyal sorumluluk projeleriyle, paydaşlarımızın
desteklerini “Markamız” için devam ettirmek, gerekiyor!
Bu da çok kolay bir şey değil. Hepimiz biliyoruz. Ama vazgeçmek yok. Öyle değil
mi?
2021 in 2020 den, her yönü ile daha iyi bir yıl olması dileğiyle, bu değişim ve
dönüşüm kararlarında, başta siz ve ekibiniz adına, kurumunuz veya şirketiniz
için yapılması gerekenler;
*) Tüm ekibiniz ile en kısa zamanda bir toplantı veya toplantılar organize
etmek...
*) Ekibinizin görüşlerine değer vermek...
*) Çok sesliliği ve esnekliği desteklemek...
*) Anlamsız bürokrasileri bir kenara bırakmak...
*) Neden? Diye başlayan cesur sorulara fırsat tanımak...
*) Bugüne bir nokta koymak ve durum analizi yapmak...
*) Daha önce pek dikkat etmediğimiz yeni iş ve fırsat alanlarını araştırmak...
*) Öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak...
*) Nitelikli çalışanlarımıza sahip çıkmak...
*) Çalışanlarınızın gelişim ihtiyaçlarına destek vermek...
*) Hedeflerinizi birlikte belirlemek ve tanımlamak...
*) Rakipleri izlemek ve rekabet kurallarına saygı duymak...
*) Gerekiyorsa yeni iletişim stratejileri oluşturmak...
*) Uzaktan veya yakın çalışma prensiplerini netleştirmek ve önerilere saygı
duymak...
*) Özel yaşamlara zamanlama açısından saygı duymak...
*) Çatışmaları iyi yönetmek ancak olumsuz söylemlerden kaçınmak...
*) Çalışan memnuniyetinin müşteri memnuniyeti için önemini unutmamak...
*) Çağrı Merkezi şikâyetlerine ve olumsuzluklara acil çözümler üretmek...
*) E-Ticaret ve E-İhracat konularını değerlendirmek...
*) Sosyal Medya’yı doğru kullanmak ve ekibinizin başarılarıyla ilgili hikâyeler
yazmak...
*) Ekonomik Programları ve Devlet Desteklerini çok iyi takip etmek...
*) Varsa sektörel projelerde (Ur-Ge + Vs.) yer almak...
*) Pandemi konusuyla ilgili çevremize yönelik sosyal sorumluluk projeleri
üretmek...
*) Pandemi ile ilgili kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerine ve değerlerine
sahip çıkmak...
*) İşinizle ilgili mümkünse “Bulut + Yapay Zekâ + Robotik Otomasyon + Dijital
Dönüşüm” teknolojilerini dikkate alarak, “Veri Madenciliği”ne önem vermek...
Şeklinde sıralanabilir!..
Bu şıklar, var olmak ve hayatta kalabilmek için, özellikle işletmelerimiz açısından
önemli.
Çünkü çalışanlarımız ve paydaşlarımız; markamız için; en kıymetli entelektüel
sermayemiz!
Tabii, bu şıklarla ilgili; işinize veya işlerinize göre, eklemeler veya
çıkartmalar yapabilirsiniz...
Bunları en az benim kadar sizlerinde çok iyi bildiğini biliyorum. Sadece
hatırlatmak istedim!..
Yazımızın başlığı ile ilgili, bu şıklar içinde, sondan 2. Ve 3. Madde
çerçevesinde, sorunlarınıza çözüm üretip düzlüğe çıktıktan sonra da, eğer varsa
daha önce gerçekleştirdiğiniz bazı sosyal sorumluluk projelerinizle ilgilenmek
ve gerekiyorsa yeni destekler üretmek (Sağlık Gereçleri, Tıbbi Malzemeler, Vs.)
Sizler için sürdürülebilirlik açısından, güzel bir adım olacaktır.
Ayrıca 75. Yılını kutlayan Birleşmiş Milletler nezdinde 20. Yılını sürdüren “UN
Global Compact BM Küresel İlkeler Sözleşmesi” çerçevesinde atılacak ciddi
adımlar ise (Doğa ve Çevre Bilinci, Sağlıklı Çalışma Standartları Vs.) daha
mutlu bir gelecek için, çok daha anlamlı olacaktır.
Hele hele yılda global olarak; yaklaşık 300 milyon ton plastik atığın çevreye
atılarak denizlere ulaştığı, elektronik atıkların da 50 milyon tona ulaşmasının
beklendiği günümüz dünyasında, daha yapacak çok işimiz var!
Bu çalışmalara özel katkılarından dolayı da; Sn. Hürmet Makbule Tanrıkulu, Sn. S.
Ahmet Asil Hâkim, Sn. Tayyar Berber, Sn. Av. Savcı Saygı Sevinç, Sn. İbrahim
Arpacı, Sn. Necati Küçükyalı, Sn. Ergin Öncül, Sn Sn. Aslı Şişli Hukuk, Ahmet
Müfit Kıbrıs, Sn. İbrahim Aynacı, Sn. Selahattin Özen, Sn. Erkan Aksu, Sn.
Adalet Sulh Barış, Sn. Mahmut Fahri Ethem’e ve Sn. Dr.
Nihat Saim Şehremin’e ve de Sn. Noter. Azer Elçibey’e, tüm destekleri için en
içten teşekkürlerimle!..
Sevgi ve saygılarımla
Ali Rıza DEĞER