Şirket ortaklarına olan dövizli borçlardan kaynaklanan kur farkları gider yazılabilir mi?

MEHMET ŞENTÜRK SMMM-Denetçi

ŞİRKET ORTAKLARINA OLAN DÖVİZLİ BORÇLARDAN KAYNAKLANAN KUR

FARKLARI GİDER YAZILABİLİR Mİ?


Ticari yaşamın bir gereği olarak şirketler kısa veya uzun vadeli ortaya çıkan nakit ihtiyaçlarını bazen bankalardan bazen de şirket ortaklarından sağladıkları finans desteği ile gidermektedirler. Şirketlerin, Bankacılık Kanununa göre faaliyette bulunan bankalardan sağladıkları kısa veya uzun vadeli borçlanmalar için katlandıkları finansman giderleri, Kurumlar Vergisi Kanunun 12. Maddesi kapsamında örtülü sermaye olarak dikkate alınamayacağından doğrudan gider yazılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. 

Peki ortaklardan alınan borç paralarda durum nedir? 

Şirketin, gerçek kişi ortaklarına ait şahsi paralarından döviz veya TL cinsinden yıl içinde bir defa veya devamlı borç para alınması halinde, ortaklara şirket tarafından faiz, komisyon ve benzeri adlar altında bir ödeme yapılırsa;

Ortaklardan kullanılan bu borç paralar, şirketin hesap dönemi başındaki öz sermayenin üç katını aşması halinde, aşan kısım örtülü sermaye sayılacaktır.  Örtülü sermayenin varlığı halinde ise  bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak yazılması mümkün bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen bu borçlanmalardan oluşacak kur farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz konusu olamayacaktır. 

Peki şirket tarafından ortaklardan alınan borçlar için herhangi bir faiz, komisyon ve benzeri adlar altında bir bedel ödenmez ve de döviz olarak alınan bu borçlar nedeniyle şirket bünyesinde gerek değerleme gerekse ödeme sırasında oluşan kur farkları gider ve gelir yazılabilecek mi? 

Öz sermayesi yeterli olduğu halde sadece vergi planlaması adına yani kur farkları ile vergi yükünü hafifletmeye çalışan firmaların; gerçek kişi ortaklarından alınan dövizli borçlarından doğan kur farklarını gider yazmaları mümkün değildir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü ve uygulaması da bu yönde olup konu hakkında verdiği 08.10.2018 tarih ve 16700543-125[17-515-80]-57752 sayılı özelgesinde;

“………………..

Buna göre,

- Şirketiniz tarafından ortağınızdan alınmış borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi halinde bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak yazılması mümkün bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda oluşacak kur farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.

- Şirketinize kullandırılan borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi durumunda örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı olarak değerlendirilecektir.

- Şirketinizin gerçek kişi ortağından borçlandığı paralarla ilgili olarak herhangi bir faiz ödemesi durumunda, gerçek kişi ortağa ödenecek faiz bedelinin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun faiz bedelinin tespitinde Kanunun 13 üncü madde hükmü ve 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir.

Öte yandan, Şirketinizin nakit ihtiyacı olmadığı halde gerçek kişi ortağınızdan alınan paralara ilişkin ortaya çıkan kur farklarının, ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgisi olmadığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.” 

Sonuç Olarak; 

Şirketlerin nakit ihtiyaçları olmadığı ve de öz sermayelerinin yeterli olduğu dönemlerde ortaklarından kullandıkları dövizli borçlardan kaynaklanan kur farklarını, finansal bir kaldıraç gibi kullanarak vergi planlaması yapmaları halinde kur farklarını gider yazmaları mümkün değildir.

MEHMET ŞENTÜRK
Mali Müşavir - Denetçi