ŞİRKET ORTAKLARINA OLAN DÖVİZLİ BORÇLARDAN KAYNAKLANAN KUR
FARKLARI GİDER YAZILABİLİR Mİ?
Ticari yaşamın bir gereği olarak
şirketler kısa veya
uzun vadeli ortaya çıkan nakit ihtiyaçlarını bazen
bankalardan bazen de şirket ortaklarından sağladıkları finans desteği ile
gidermektedirler. Şirketlerin, Bankacılık Kanununa göre faaliyette bulunan bankalardan sağladıkları
kısa veya uzun vadeli borçlanmalar için katlandıkları finansman giderleri,
Kurumlar Vergisi Kanunun 12. Maddesi kapsamında örtülü sermaye olarak dikkate
alınamayacağından doğrudan gider yazılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
Peki ortaklardan alınan borç
paralarda durum nedir?
Şirketin,
gerçek kişi ortaklarına ait şahsi paralarından döviz veya TL cinsinden yıl
içinde bir defa veya devamlı borç para alınması halinde, ortaklara şirket
tarafından faiz, komisyon ve benzeri adlar altında bir ödeme yapılırsa;
Ortaklardan
kullanılan bu borç paralar, şirketin hesap dönemi başındaki öz sermayenin üç katını aşması halinde, aşan kısım örtülü
sermaye sayılacaktır. Örtülü sermayenin varlığı halinde ise bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye
üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin,
Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
göre gider olarak yazılması mümkün
bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen bu borçlanmalardan
oluşacak kur farkı gelirlerinin de
söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak,
vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz
konusu olamayacaktır.
Peki
şirket tarafından ortaklardan alınan borçlar için herhangi bir faiz, komisyon
ve benzeri adlar altında bir bedel ödenmez
ve de döviz olarak alınan bu borçlar nedeniyle şirket bünyesinde gerek
değerleme gerekse ödeme sırasında oluşan kur farkları gider ve gelir yazılabilecek mi?
Öz sermayesi yeterli olduğu halde
sadece vergi planlaması adına yani kur farkları ile vergi yükünü hafifletmeye
çalışan firmaların; gerçek kişi ortaklarından alınan dövizli borçlarından doğan kur farklarını gider yazmaları
mümkün değildir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü ve uygulaması
da bu yönde olup konu hakkında verdiği 08.10.2018 tarih ve 16700543-125[17-515-80]-57752 sayılı
özelgesinde;
“………………..
Buna göre,
- Şirketiniz tarafından
ortağınızdan alınmış borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi halinde
bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan
faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak yazılması mümkün
bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda oluşacak kur
farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin
bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak
dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.
- Şirketinize kullandırılan
borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi durumunda örtülü sermaye
üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar,
Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse
borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin
son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı olarak değerlendirilecektir.
- Şirketinizin gerçek kişi
ortağından borçlandığı paralarla ilgili olarak herhangi bir faiz ödemesi
durumunda, gerçek kişi ortağa ödenecek faiz bedelinin emsallere uygun olması
gerekmektedir. Emsallere uygun faiz bedelinin tespitinde Kanunun 13 üncü madde
hükmü ve 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç
Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en
uygun olanının kullanılacağı tabiidir.
Öte yandan, Şirketinizin
nakit ihtiyacı olmadığı halde gerçek kişi ortağınızdan alınan paralara ilişkin
ortaya çıkan kur farklarının, ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame
ettirilmesi ile ilgisi olmadığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak
dikkate alınması mümkün değildir.”
Sonuç Olarak;
Şirketlerin
nakit ihtiyaçları olmadığı ve de öz sermayelerinin yeterli olduğu dönemlerde
ortaklarından kullandıkları dövizli borçlardan kaynaklanan kur farklarını,
finansal bir kaldıraç gibi kullanarak vergi planlaması yapmaları halinde kur farklarını gider yazmaları mümkün değildir.
MEHMET ŞENTÜRK
Mali Müşavir - Denetçi