Türkiye’yi
Sarmalayan Tehlike
Mustafa BAYGIN
SMMM, Emlak Müşaviri
Yaklaşık Dört yıl kadar önce, “ASİMETRİK
SALDIRILAR BAŞLAYABİLİR, Para ve Silahın Kavgası” başlıklı bir yazı kaleme almış,
‘Türkiye’de 15 Temmuz 2016 Akşamı gerçekleştirilmek istenen “İŞGAL
KALKIŞMASI”nın, sadece Türkiye ile sınırlı bir operasyon olmadığına vurgu
yapmıştım.
Siyonun Ehl-i
Sâlîp’i ile HAYDUT DEVLETLERİ ve Embeddedleriyle dâhîlî Bedhâhları bir plânla
ve tek yönlü saldırı ile işe başlamazlar. Değişik plân ve alternatiflerle çok
yönlü saldırılarla atağa geçerler.
Türkiye’yi
Karıştırmak için, sınır dışında hareketlere kalkışanlar,Türkiye dışında ama
Türkiye’yi çok yakından âlâkâdar eden ülkelere operasyon yapmak istediklerinde
de Türkiye içinde bir dümen, dolap, kafa karışıklığı oluşturarak
amaçlarına/hedeflerine ulaşırlar.
Bunu en bariz
örnekleri, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Kırım ve Sudan’da yaşananlardır.
Türkiye’ye Yeni Saldırı Merkezi Sudan
Başlığa bakıp
“ne âlâkâ” dediğinizi hisseder gibiyim.
Açalım, hep
birlikte gelişmeleri okuyup, analiz edelim;
Sudan
üzerinden öyle bir tehlike çanları çalıyor ki, “Sudan nere Türkiye
neresi?Kuşuçuşu ile yaklaşık 3 Bin km. öteden ne tehlikesi?” demeden önce,
Osmanlıyı yıkan, parçalayan zihniyetin tarihi oluşum ve süreci iyi okumak
lâzım!
Kısa bir
hatırlatma;
Devlet-i Âlîyye-î
Osmanîye (Osmanlı İmparatorluğu varken, Kanunî Sultan (MUHTEŞEM) Süleyman döneminde,
“Çelimsiz (Şarklı) Adası”Britanya
(İngiltere) gücü, Payitâh’ta (İstanbul’a) uzaklığı ne kadardı, baktınız,
düşündünüz mü? Kısa bir özet vereyim, I. Elizabeth döneminde, kendisini Katolik
Avrupasından, Osmanlı İmparatorluğu ile ticari ve siyasî ittifâk kurarak
koruyabilmiş adacık devletin Kraliçesi olan Elizabeth, “Osmanlı Sultanı lll.
Murat’a Tabi ve kendisinin daha aşağı bir konumda olarak kabûl edilmesi için
mektup göndermiştir… O Sultan Murat, mektuba, “Evet, tabiî gel. Kim olduğunu BİLMİYORUM ama madem istediğin şey ticaret
yapmak, yapabilirsin” cevabını veriyor! İşte o günkü ÇELİMSİZ Ada Britanya, Türk
ve Müslümân ifâdelerinin aynı mânâda kullanıldığını da bilmesine rağmen, “TÜRK,
ARAP, MÜSLÜMÂN” kavramlarını da ayrıştırıcı nifâk tohumu olarak kullanarak, 450
yıl sonra Osmanlı’yı parçalamak, İslâm’ı yok etmek istemiş ve büyük oranda da
emellerine kavuşmuştur. …
Konumuza,
Sudan’a dönelim.
Sevâkin
Adası’nın Türkiye’ye verilmesinden sonra, Sudan’dan Türkiye’ye doğru, Askeri ve
Ekonomik Tehlike çanları çaldırılmaya başlatıldı. Bütün baskılara, tehditlere,
baskılara rağmen Türkiye’nin yanında olan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir
görevden aldıttırıldı.
Sudan Halkının
durumunu burada göz ardı etmemek gerekir. Ömer Beşir’e karşı, 90’lı yıllardan
başlayarak, Türkiye’deki PKK yapılanması gibi, Cenubiler (Güneyliler) grubu
oluşturulmuş, Sudan bölünmek istenmişti. Yıllar sonra, Güney Sudan diye yeni
bir DEVLETÇİK kurdurulmuş oldu. Sudan’ın, Devlet yönetim kademesinde, üst düzey
bir bürokratın maaşının Bin ABD Doları civarında olduğu da hatırdan
çıkartılmamalıdır. (Yüzbaşı Rütbeli bir polisin veya Rütbeli bir subayın, aylık
100-150 $ karşılığı, Sudanlı olmayan, özel bir şirketlerde ek iş yaptıklarına
şâhit olmuşluğum vardır.)
Sudan Halkı
kendi içinde,bölgesel olarak, değişik diller konuşa bilmektedir. Alt ve üst
kademe arasında gelir dağılımı arasında uçurumlar vardır. Ömer Beşir’e
Muhalefet eden Siyasi Parti yöneticileri de bundan müstâğni değillerdir.
Türkiye’nin,
Katar’a uygulanan ambargoya, tek başına karşı ve dik duruşu, Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, özellikle de
Doğu (Mavi vatan) Akdeniz’de hâkimiyet kurmaya başlaması, ABD, İsrail, Fransa
ve kısmen de İngiltere ile Rusya’nın çıkarlarına dokunmuş olunca Sudan plânı
devreye alındı.
Suudi
Arabistan, BAE, Mısır üzerinden Sudan, siyasi, Askeri, Ekonomik olarak muhâsâra
altına alındı.
Mısır’da Darbe
ile seçilmiş Cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursi’yi deviren ve sonra da şehit
ettiren Sisi, Türkiye’den ödü patlarcasına korktuğu için Libya’da Hain Hafter’e
açık açık destek vermedi. Yoksa, milyonlarsa Mısırlı Milis kuvvetlerini
Libya’ya, Hain Hafter’e destek vermesi için hazır bekletiyordu. Ancak orada
Türkiye’ye, esir veya teslim olabilecek Mısırlı Milislerin çözülmeleri
durumunda Devlet Başkanlığını(!) ve kellesini kaybedeceği korkusu ile buna
yanaşamamış ve durumu da BAE üzerinden itlâf devletlerine bildirmiştir. Sudan
ile Türkiye Arasında kara parçası olarak yer alan Mısır’ın Libya ile ortak
hareket edebilmesi için, Sudan’da seçim değil, Atanmış iktidar oluşturulmak
istendi ve bunu için de öncelikle Sudan Mediâsı, bir kısım aşiret liderleri,
bölgesel kânâât önderleri Muhâlif parti yöneticileri SATIN ALINMIŞTIR.(bunları satın almak için çok paraya ihtiyaç
yoktur, 14-15 Milyon $ karşılığında çok daha fazlası elde edilebilir.) Bunu en
bariz örneğini de BAE’nin Sudan’ın olmazsa olmazı olan POR SUDAN liman kentini
(ki Sevakin adasına karşı) KİRALAMIŞ olmasıdır.
Halk, Algı ve
Manipülasyon operasyonu ile hiç tanımadığı, bilmediği, duymadığı bir adamın
(Abdullah Hamduk) ismi üzerinde ittifâk yaptı. Seçim Hükümeti olarak, ittifakla
göreve gelmiş olan Muhammed Tahir Ayala görevden uzaklaştırıldı ve Yurt
dışından getirtilen Abdullah Hamduk, 21 Ağustos 2019’da, Başbakan yapıldı.
(Başbakanlığa getirilen bu kişi hakkında, kartvizit dolduracak kadar bir
bilgiye ulaşmak mümkün olmamıştır, olamaz, kişiliksiz Ehl-i Sâlîp’in için
kiralanmış biridir.) Tıpkı Sisi benzeri, görünürde İslâm, gerçekte tam aksi,
kilisenin hizmetinde olmaktan onur ve şeref duyan iki karaktersiz tiplerdir.
Mısır’da Sisi, Âlimleri ya öldürttürdü, ya kendi emri altına aldırdı. Çoğunu
içeriye attırıp idâmla yargıladı. Şimdi aynısı Sudan’da Komünist Abdullah
Hamduk eliyle gerçekleştirilmektedir. Kiliseler, her iki devlet üzerinde de
hâkimiyetini tesis etmektedir.
Sudan, Irak,
Libya, Sureyi gibi içeriden eyaletlere veya Güney Sudan gibi küçük vilâyet
yönetimlerine ayrıştırılarak, ordu ve polis gücünün birlik olmasının da önüne
geçilecek ve Sudan küçük küçük vilayetler eliyle bir üst âkla ihtiyaç duyma
zorunluğuna mâhkûm ettireceklerdir, ki Hristiyan ve Arap olmayan bir Sudan
Federasyon Devleti kurcaklardır. İngiliz Aklı bunu çoktan uygulamaya başladı ve
daha önce “ORTADOĞU” ve “ARAP” dedikleri (ki 11 Eylül’ün fâillerinin Sudanlı
oldukları da iddiâ edilmişti) Sudan için, ‘Sudan
Afrika ülkesidir ve halkları Arap değildir’ denilmeye, Anayasasında Arap ve
İslâm kelimeleri çıkartılarak, algı ve manipülasyon oluşturulmaya çoktan
başlanmıştır. …
Xxx
Mısır’ı Kıtlığa Mâhkûm Etmek
Etiyopya Baraj
yapıyor ve bu barajı doldurmak için Nil’in suyunu keserek, Mısır halkı kıtlık,
yokluk, açlık ile kontrol altına alınmaya çalışılacaktır. Sudan’da da, Askeri
ve polis gücü olmayan, gücü kırılmış,
bölgelere ayrılmış, ekonomik, siyasi, askeri, ticari hiçbir gücü olmayan Sudan Federasyonu
bir üst âkl (Kilise) eliyle yönetilmeye, Sudan ile Mısır’ın bir birlerine
yardımlaşmasında zârûret oluşturmak ile iki devlet tek yönetim halini almış
olacaktır.
Şimdi önünüze
haritayı açın ve dikkât edin!
Sudan,Mısır,
İsrail, Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Amirlikleri (BAE) tek bir
TOPRAK PARÇASI halinde blok olarak Türkiye’ye karşı Tâârruza kalkışılmak için
kullanılacaktır. BAE’nin Port Sudan’ı neden, hangi amaçla KİRALADIĞI da daha net
olarak anlaşılacaktır.
Çelimsiz Şarklı Ada Britanya, 450 yıl sonra Devlet-î Âliyye-î Osmanîyi parçalayan ve
1920’de de parçalamayamadığı ancak vilâyetleştirdiklerini 100 yıl sonra, eksik
kalan işgalini tamamlamayı sürdürdüğü bilinmelidir.
“Sudan Uzak,
Türkiye ile neden savaşsın, Türkiye için neden tehdit olsun” diye soranlar,
içeriden ‘DİKTATÖR, TEK ADAM, SİSİ ve ESAD ile görüşülsün’ diyenlerin olaylara,
yaşanacaklara ne kadar biğâne kaldıklarını, tarihi bilgilerinin olmadıklarını
hatırlatmaları gerekmektedir.
Geçtiğimiz
hafta içinde, Barzani ile kim neyin Anlaşmasını yaptı? Fransa Cumhurbaşkanı
Macron, İngiltereye,Kutlama(!) adı altında giderken aslında Boris Jhonson’u
kendi saflarına çekmeye çalışmasının nedeni neydi? İkiz kardeşi bildiği
Jhonson’u iknâ edemediği için neden Prens Charles ile görüştü ve karşılarında
duran ll. Elizabeth’e karşı nasıl bir karar almışlardır? …
Suan’dan
Türkiye’ye karşı plânlana saldırı, Pandemi(!) ilân edilen Corona Virüs
sürecinde daha hızlı ve etkili olarak sürdürülmüştür.
Siyonun Ehl-i
Sâlîp’in HAYDUT DEVLETLERİnin, Asimetrik saldırıları ve aldatmaca oyunları
bitmez!
Ben şahsen,
BM’nin 75. Genel Kurul Başkanlığına, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı olarak
giren (tek aday) ve seçtirilen Volkan
Bozkır’ın seçilmesine de (1932’de ilk Türk Kâinât Güzeli seçilen(!) Keriman
Halis olayına baktığım gibi bakıyorum.) algı ve manipülasyon operasyonunun bir
parçası olarak ihtiyâtlı yaklaşmaktayım.
Siyonun Ehl-i
Sâlîp’in HAYDUT DEVLETLERİ ve embeddedleri Dâhîlî Bedhâhlarının Türkiye’yi
oyalama taktiği ile sarmalaya geldikleri oyunlarının çeşitleri, Tarihin tozlu
raflarında hayli fazla vardır. NATO, BM, AB Türkiye’nin oyalanma işini
kendilerine ihâle eden ABD – Rusya – İsrail ortaklığı (Sykes – Picot
birlikteliğinde olduğu gibi) YENİ DÜNYA
DÜZENİ kurulmasının önünde en büyük engel gördükleri Türkiye’yi
etkisizleştirmek, manda yönetimine dönüştürmek için plân ve programlarından,
bir an olsun, vaz geçmediler, geçmeyecekledir, ta ki yenildiklerini görünceye
kadar!
Anlayana:
“Erdoğan
olmasaydı, Ortadoğu'da 11 ülkenin sınırları çoktan değişmişti. Onun
gücü operasyonları önlüyor!”
Baronlar.
21 Haziran 2020
-YASAL UYARI-
DİĞER YAZILARI
-Corona ile Ekonomik Saldırılar İçeride
-Anneler Günü Öyle mi?
-Corona Virüs Sonrası Ekonomi
-Corona Virüs, Müslümânlara Ne Hatırlatıyor
-Dünya, Corona Virüsten Küçüktür
-Corona virüsü gerçeği
-Resûlullah (Sav)’in Öğrettiği Duâlar
-Kenzû’l Ârş Duâsı, İstemek insandan karşılığı Allah’tan
-Oruç; Aç Kalmak Değil Açın Halini Anlamaktır
-Sonu cehennemden kurtuluş olan Râmazan da duâlarımız