Üstad Necip Fazılı Anarken Hatırladıklarım…
İlim Yayma Cemiyeti Gaziosmanpaşa Şube Başkanı değerli dostum Kerem Akpınar aramasa unutup
geçip gidecektim. Telefonda “hadi
gelmiyor musun?” dediğinde aklıma geldi etkinlik. İlim Yayma Cemiyeti
Gaziosmanpaşa Şubesi iki üç yıldır özellikle şair ve yazarlarımızı anmak,
onların eserlerini gündemde tutmak için etkinlikler yapıyor. Önceleri Gaziosmanpaşa Belediyesi Kültür Merkezinde yapılan
etkinlikler bu yıl format değiştirerek okullara kaydırılmış. Güzel de olmuş.
Bu sefer etkinlik evimin hemen yakınındaki Servet Asmaz Anadoluİmam Hatip Lisesinde
yapıldı. Etkinliğin konusu da Üstad
Necip Fazıl Kısakürek. Üstadı anmak için böyle 2-3 saatlik programlar
yetmez ama okulun mahir hocaları ve çalışkan öğrencileri bu işi hakikaten
başarmışlar. Üstadın hayatını sıkıcı olmadan ve çok mikrofonik bir sesle
anlatan öğrenciyi çok başarılı buldum.
Hayatının içine yerleştirilen biraz da kronolojik sıra takip eden
şiirler ise enfes yorumlarla sunuldu. Tabii ki final Gençliğe Hitabeile son buldu.
Tabii bu etkinlik beni hem uzak tarihe hem de yakın tarihe
götürdü. Şöyle ki biz Necip Fazılı şahsen görme bahtiyarlığına ve yakinen
dinleme mutluluğuna erişmiş bir nesiliz. Hatta Erenköy’deki köşkünde üstad ve
muhterem eşi Neslihan hanımla bayramlaşma mutluluğuna eriştik. MTTB’deki
konferanslarını dinlemiş ve Beyazıt Mitingini izlemiş biri olarak eserlerinin
bazılarını da okuduk.
Ayrıca bu tip programlar ve yarışmalar bizim için ayrıca
heyecan vericidir. Vefa Poyraz Lisesindeokurken
bu genç kardeşlerimizin yaşlarında MTTB tarafından İstanbul çapında yapılan bir
kompozisyon yarışmasına katılmış ve 6.olmuştum. Kompozisyonumu da Üstadın
meşhur şiiri Zindandan Mehmed’e Mektup
şiirinden alınan “Mehmed'im, sevinin,
başlar yüksekte! / Ölsek de sevinin, eve dönsek de! / Sanma bu tekerlek kalır
tümsekte! / Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! / Gün doğmuş, gün batmış, ebed
bizimdir!” dizileri ile bitirmiştim.
Benim için çok önemli bir başka yanı da okula adını veren değerli
insan Servet Asmaz idi. Servet vücut
geliştirme sporu yapardı, elleri benim iki elim kadar, iri yarı adeta iki insan
gibiydi. Allah vergisi güzelliğine sakal da güzel yakışmıştı. Servet kardeşimle
tanışıklığımız 1990’lı yallara dayanıyor. Evimin kalebodur fayans işlerini
yapmıştı. Değerli dostum Köksal Çoraklının tavsiyesi ile başlayan bu tanışıklık
devam etmiş zaman zaman irtibatlaşmıştık. Çok sonraları abisiyle beraber bir iş
kurduğunda sağ olsun bizi tercih etmiş muhasebe ve mali müşavirlik işlerini biz
yapmıştık. Bu dostluğumuz devam ederken me’şum15 Temmuz Darbe Teşebbüsü olmuş Servet kardeşim de yanında birkaç
arkadaşıyla Boğaz Köprüsündeki
askerlere müdahale için yola çıkmıştı. Köprüde ilk yaralananlar arasındaydı.
Kaldırıldığı Okmeydanı Hastanesinde şehadet şerbetini içmişti. O günlerde
muhteşem bir kalabalıkla Küçükköy Merkez
Camiinden cenazesini kaldırmıştık. Gümüşhane’nin bu yiğit evladına Allah rahmet eylesin.
Bu etkinlik bana bu güzel duyguları yaşattı. Öğrenciler ise
şiirleri adeta yaşayarak yorumladılar. Etkinliğe Gaziosmanpaşa Kaymakamı Numan Hatipoğlu da katılarak büyük bir
incelik gösterdi. Hatta bilseydim bir şiir çalışması yapar ben de okurdum
diyerek nezaket de gösterdi. Böyle idareciler insanın iş yapma zevkini de
artırır. Teşekkürler Kerem Akpınar, teşekkürler güzel yavrularım…
İBRAHİM BALCIOĞLU
SMMM-DENETÇİ
[email protected]