Yasal defter kayıtları yabancı para cinsinden tutulabilir mi?

Yasal defter kayıtları yabancı para cinsinden tutulabilir mi?

Yasal defter kayıtlarının yabancı para ile tutulması istisnai bir durum

İşletmelerin muhasebe kayıtlarını yabancı para cinsinden tutma imkânını araştırmaya başlamadan önce neden buna ihtiyaç duyabileceklerini anlamaya çalışalım.

Eğer bir işletmenin satışları ve/veya alışları ile giderleri Türk Lirası (TL) değil de büyük ölçüde yabancı bir para (döviz) cinsinden oluşuyorsa ve finansal tablolarını etkileyen para birimi yabancı bir para cinsinden ise bu işletmenin kayıtlarını TL cinsinden tutmak, kur değişimleri sebebiyle gerçek durumun ortaya çıkmasına engel olur. Çünkü TL yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimidir.

Bu durum gerçek vergi öncesi ve sonrası kâr veya zararın finansal tablolara doğru bir şekilde yansımasını önlediği gibi, özvarlığın da gerçek durumu göstermemesi gibi bir sonuç doğurur. (Finansal tablolarını TFRS’ye göre düzenleyenlerin tablolarını fonksiyonel para birimine göre düzenlemelerine aşağıda ayrı bir bölümde değineceğim.)

Örneğin ödeme vadesi gelmemiş yabancı para cinsinden yükümlülüklerin doğurduğu realize olmamış kur farklarının kayıtlara alınması, şirketin sermayesini kaybetmesine neden olabilir. İşte bu nedenle Ticaret Bakanlığı, 2023 başına kadar, henüz ödenmemiş dövizli borçlara ilişkin (realize olmamış) kur farklarının sermaye kaybı ve borca batıklık hesaplamalarında dikkate alınmamasına izin verdi.

Peki, TL cinsinden kayıt tutmanın sakıncalarını ortadan kaldırabilmek için döviz cinsinden kayıt (muhasebe) tutulabilir mi?

Cumhurbaşkanı kararı ile yabancı para cinsinden defter tutma izni verilebilir

Gerek Türk Ticaret Kanunu ve gerekse Vergi Usul Kanunu (VUK) uyarınca işletmelerin, kayıt ve belgelerini Türk para birimi ile tutmaları esastır.

Bu genel kurala 2004 yılında bir istisna getirildi ve belli kriterleri sağlayan işletmelere yabancı para cinsinden defter tutma imkânı sağlandı.

Bu düzenleme, yabancı sermayenin ülkemize gelmesinin önünde yer alan bir engelin daha kaldırılması amacıyla yapıldı.

Aşağıdaki kriterleri sağlayan işletmelere Cumhurbaşkanı Kararı ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilebiliyor (Vergi Usul Kanunu Madde 215/2-b):

- Ödenmiş sermayesinin (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye’ye ayrılan ödenmiş sermayesinin) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı TL olması,

- Sermayesinin en az yüzde 40’ının ikametgâhı, kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kişilere ait bulunması.

Serbest bölgede faaliyet gösteren şirketler defter kayıtlarını yabancı para cinsinden tutabilirler

Serbest bölgelerde faaliyet gösteren şirketler de ilke olarak VUK hükümleri çerçevesinde defter, belge ve kayıt düzenine uymak zorundalar (345 sıra no.lu VUK Tebliği)

Ancak Maliye Bakanlığı bu konuda VUK hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya yetkili. Bu yetkiye dayanılarak, serbest bölgede faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilerden isteyenlerin, defter kayıtlarını TL dışında (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca kuru günlük olarak belirlenen) herhangi bir yabancı para birimi ile de yapabilmeleri uygun bulundu. (348 sıra no.lu VUK Tebliği)

Görüldüğü gibi Maliye Bakanlığı serbest bölgeler için bir zorunluluk getirmemiş, isteğe bağlı bir uygulamaya cevaz vermiştir.

Geçerli (fonksiyonel) para birimi ile finansal tabloların düzenlenmesi

Defterler döviz cinsinden tutulmasa bile, Türk Ticaret Kanunu kapsamında bağımsız denetime tabi olan ve TMS/TFRS veya BOBİ FRS’ye göre finansal tablo hazırlayan işletmeler, belli şartlara bağlı olarak finansal tablolarını TL yerine geçerli (fonksiyonel) para birimine göre düzenlemek ve finansal tablo ve dipnotlarını TL olarak sunmak zorundalar.

TMS 21 Kur Değişiminin Etkileri Standardına göre geçerli para birimi, işletmenin faaliyet gösterdiği temel ekonomik çevrenin para birimidir.

Bir işletmenin faaliyette bulunduğu temel ekonomik çevre, genel olarak nakit yarattığı ve harcadığı çevredir. Bir işletme, geçerli para biriminin tespitinde aşağıdaki faktörleri dikkate alır:

(a) Geçerli para birimi:

(i) Mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını en çok etkileyen para birimidir (mal ve hizmetlerin satış fiyatlarının çoğunlukla bağlı olduğu ve gerçekleştiği para birimidir) ve

(ii) Rekabet unsurları ve yasal düzenlemeleriyle mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını en çok etkileyen ülkenin para birimidir.

(b) Mal ve hizmetlere ilişkin işçilik, ham madde ve diğer maliyetleri en çok etkileyen para birimidir (sıklıkla, bu tür maliyetlerin oluştuğu ve ödendiği para birimidir).

Geçerli para birimine göre düzenlenen finansal tablolar da kayıtlar döviz cinsinden tutulamasa da TL’nin değer kaybından kaynaklanan kur değişimin yarattığı kur farkı geliri veya zararlarının olumsuz etkilerini giderebilmektedir.

Sonuç

Yasal defter kayıtlarının yabancı para ile tutulması istisnai bir durum. Geçerli mevzuata göre, belli kriterleri sağlayarak Cumhurbaşkanından izin alan az sayıdaki yabancı sermayeli şirketler ile serbest bölgede faaliyet gösteren şirketlere sağlanan sınırlı bir imkân.

Bunun dışındaki işletmeler TL cinsinden kayıt tutmak ve finansal tablo hazırlamak zorundalar.

Ancak Türk Ticaret Kanunu kapsamında bağımsız denetime tabi olan ve finansal tablolarını TMS/TFRS veya BOBİ FRS’ye göre düzenleyen işletmeler, döviz çevresinde faaliyet gösteriyorlarsa, finansal tablolarını fonksiyonel para birimi cinsinden hazırlamak ve TL karşılığını sunmak durumundalar.

Erdoğan Sağlam

[email protected]

https://t24.com.tr/yazarlar/erdogan-saglam/yasal-defter-kayitlari-yabanci-para-cinsinden-tutulabilir-mi,29463