İtibar mı, iflas erteleme mi? (Muhammet Bayram, Vergi Müfettişi)

İtibar mı, iflas erteleme mi? (Muhammet Bayram, Vergi Müfettişi)

İtibar mı, iflas erteleme mi?

muhammed-bayram-vergi-mufettisiGünümüz tacirlerini ip cambazlarına benzetiyorum. Bir yandan üretmeli, bir yandan da ürettiğini satmalı ki dengede kalabilsin. Malı üretirken hangi cenderelerden geçti, hangi hammaddeyi hangi kaynaktan bulup getirerek, hangi teknoloji veya bilgi birikimiyle birleştirdi ve üretti bilemiyoruz. Bilinen bir şey varsa o da; üreticinin malının ancak satıldığı zaman kıymetli olduğudur. Bir diğer husus ise alıcının hem kaliteli hem de hesaplı mal istemesiyle birlikte ip cambazına benzettiğimiz tacirimizin, cambazın ip üstünde rüzgar yemesi gibi, bütün dengesinin alt üst oluvermesidir.

            Malını üretirken bir kimyager-mühendis vasfına bürünen tacirimiz, satarken pazarlamacılığına ekonomistliği de eklemesi gerekir. Hem de ne ekonomistlik aslında; ticaretin ilk ve orta öğrenimini Tahtakale’de, lisesini Sultanhamam’da, üniversite ve masterını Dünya arenasında tamamlayan tacirimiz öyle bir fiyat vermeli ki karşı tarafa; fiyat olarak Çin malı, kalite olarak İsviçre çakısı.


            Yalnız fiyat verirken sadece kendi ülke piyasasını bilmesi de yetmez; günümüz şartlarında ‘küresel köy’ haline gelen dünya’daki iş trendlerini takip ederek en iyi maliyet/satış fiyatı dengesini kurmalı ki kar optimizasyonunugerçekleştirebilsin. Nihayetinde verilir bir fiyat, verdiği fiyatta ne öldürür ne güldürür cinstendir ama: nice benim diyen ve hayatında gerçekleştirmiş olduğu en büyük ticareti internetten araba satmaktan ibaret zanneden, ‘Her arz kendi talebini oluşturur’ diyen Ricardo gibi iktisatçıların öğretileriyle kendini büyütmüş ancak, pazarda 3 limonu 5 liraya satanın kar-maliyet dengesini hala kavrayamamış olan o ekonomistlerin bile tüm bildiklerini unutturacak cinsten bir fiyattır.


            Tüccarımız güç bela malını sattı, fakat başarılı olması için ipin üzerindeki yürüyüşünü tamamlaması gerekir değil mi? “Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.” demiş Victor Hugo. Yani üreten, üretirken ülkesine katma değer sağlayan, 1 dönüm arazi yerine 1 tane daha makine alan tacirimiz için bu gösteri yürüyüşünü başarıyla tamamlatan ve karşılığında alkışlatan nedir biliyor musunuz? Tahsilat!


            Tahsilat yapamazsa, kimse onun ne kadar işçi çalıştırdığını, malı nereden aldığını, fabrikasını ne üst donanımlarda kurduğunu, ülkesine nasıl bir katma değer oluşturduğuna falan bakmaz. Tahsilat yapamayan tüccar; ip üzerindeki akıttığı ecel teri yetmezmiş gibi, yaşadığı heyecan ve korkunun üzerine tam gösterisini bitirecekken o son gelen asi rüzgara kapılıp,tepetaklak giden ip cambazına benzer bu bakımdan.


            Tekstille uğraşan değerli bir dostumla geçenlerde sohbet ediyoruz. Kendisine sordum: ‘işler nasıl, tahsilatlar ne durumda? Abi dedi işler çok iyi, süper durumdayız. Kaldım bir anda, dedim ki: etrafımız ateşten bir çember, Rusya ve Türki Cumhuriyetlerin hali malum, en iyi seçeneğimiz Avrupa ülkeleri ancak onlarda kemer sıkma politikaları-ekonomik resesyon, hala AB’de kalalım mı kalmayalım mı derdindeler. İç piyasada da nakit darboğazı var, nasıl oluyor bu iş?’ Hani güldürürken düşündüren sözler vardır ya, o cinsten bir cevap verdi bana: Üretmiyoruz ki tahsilat yapalım!



            Kendisi kara mizahı çok seven birisi olarak aslında durumun öyle olmadığını, her zamanki gibi üretmeye ve satmaya devam ettiklerini, tahsilatları ise güçte olsa yaptıklarını söyledi. Sonra eve geldiğimde kendi kendime dedim ki; ‘tahsilatların güçte olsa yapılması ne demek!’ O nasıl bir güçlük ki emeğinin karşılığını sana veremiyor, sağladığın istihdam ve katma değerin ekonomik hazzını sana yaşatmıyor. Aslında güçte yapılan tahsilatında ötesinin olduğunu ve bununda günümüzde trend haline geldiği zihnimde beliriverdi: İflas Erteleme.


            Sizlere İflas ertelemenin şartlarının, etkilerinin ve yan etkilerinin kanuni lafzıyla anlatsam dersiniz ki: ‘ya ne gerekli bir uygulama, iflas ertelemenin şartları da zor, öyle çocuk oyuncağına çevrilemez.’Aslında durum tam da şundan ibaret;


            Ticaret yaptınız ama batkınız ki ticaret sadece alıp-satmaktan ibaret değil. Ticaret: çalışmayı, mertliği, sözünde durmayı, ahde vefayı, ‘ben bugün siftahımı yaptım karşımdaki komşum daha siftah yapmadı, git bunu da ondan al’ dedirtebilen Ahilik geleneklerini barındırıyor. Amma velakin, borçlar kapıya dayanınca deniyor ki; bu devirde ticaret yapmak ne kadar zormuş para kazanamıyorum, 18 ay vadeli mal almışım üstüne bir de çeki-senedi vadesinde tekrar 6 ay vadeliyle takas etmişim, kimse beni sıkmasın, lüks jipimi, triplex villamı satıp borç mu ödeyeyim, zaten ödemeye de niyetim yok, buluruz uyanık! bir muhasebeci: gizler alacakları, azaltır varlıkları, maskeleriz bizim bilançoyu bir de hakimin suyuna gittik micepte bil iflas ertelemeyi!


            Benim yalan dolan bilmez, bir an önce köşeyi dönüp zengin olma peşinde koşmayan, para değil İtibar kazanmayı kendine düstur edinmiş, borcuna sadık tacirim aklına getirmez ki İflas Ertelemeyi! Gelin ben bilinen değil de, bilinmeyen! İflas Ertelemeyi kısaca anlatayım size;


            Amacı için kullanıldığında ticaret erbabı için tam bir can simidi niteliğinde olan İflas Erteleme müessesi; borçlarını ödeyemeyecek hale gelen fakat, sunacağı projelerle bu borca batıklık halinden çıkabileceğini ispatlayan şirketlerin, Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen hükümler çerçevesinde Ticaret Mahkemeleri’nin haklarında vereceği İflas Erteleme kararıyla, toplamda en fazla 4 yıl boyunca hiçbir kamu ve özel sektör alacağı için kendisi hakkında takipte bulunulamaması halidir.


            Vergi kanunları açısından iflas erteleme halindekilerden olan bir alacak, VUK 323. Md’sine göre; ‘Dava veya icra safhasında olan bir alacak’ hükmünde olduğu için, söz konusu alacak tutarı Şüpheli Alacak mahiyetine dönüşecek ve Vergi Beyannamenizde Gider olarak dikkate alabileceğiniz Şüpheli Alacak Karşılığı hesabına aktarılacaktır.


            Velhasılıkelam, ticari hayatını çok çalışmak ve dürüst olmak üzerine kuran, merhum Sakıp Sabancı’nın bir sözü vardır kulaklara küpe olacak cinsten, anmadan geçemeyeceğim; ‘Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.’ Tüccar olarak ticaret yaptığınız firmalar bir bir iflas erteleme mi alıyor, kimse kimseye güvenmiyor ve nakit harici mal satmak mı istemiyor, domino taşı gibi tüm alt ve yan sektörleriniz bundan etkilenmeye mi başladı? Ama siz hala ‘1 tane fazla işçi çalıştırayım da devletime bir lira fazla vergi ödeyeyim’ derdinde misiniz?, Hiç tasalanmayın: Hani önemli camilerin önünde kuşlar vardır, bir taş atılır bir yerlerden bazı kuşlar pırrr uçar giderler. Geriye üç-beş kuş kalır. İşte sizde kalanlardansınız.Nitekim Sayın Başbakanımız geçtiğimiz günlerde amacı dışında kullanılan İflas Erteleme müessesesi hakkında düzenleme yapıp, bu meselenin kökünden halledileceğinin sözünü vererek yüreklerimize su serpmiş oldu. İyi hafta sonları…



MUHAMMET BAYRAM

Vergi Müfettişi