Sat-kirala-geri al sözleşme süresi sona ermiş taşınmaza ilişkin özel fonun kısmi bölünmede devralan şirkete geçip geçmeyeceği

ERDOĞAN SAĞLAM YMM

Sat-kirala-geri al sözleşme süresi sona ermiş taşınmaza ilişkin özel fonun kısmi bölünmede devralan şirkete geçip geçmeyeceği

Bugün, sat-kirala-geri al sözleşmesi ile bir finansal kiralama şirketine satılan, sonra kiralanan ve sözleşme süresi sonunda şirkete geri dönen bir taşınmazın kısmi bölünmeye konu edilmesi halinde kayıtlarda yer alan özel fonun, taşınmazı devralan kuruma bölünme işlemi kapsamında devredilip devredilmeyeceğinin cevabını bulmaya çalışacağım
Değerli okurlar, sat-kirala-geri al (Sale & Leaseback) işlemi, lokal mevzuatımıza göre[1], her türlü taşınır ve taşınmaz malların geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kiralayanlara (yani finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına) satışı, kiralayanlar tarafından kiracılara (ilk sahibine) kiralanması ve kiralayanlarca söz konusu varlıkların kira süresi sonunda kiracılara devrine ilişkin süreci ifade eder. Alternatif bir finansman yöntemi olarak yaygın bir şekilde uygulanıyor.

Özünde bir finansman işlemi olduğu için varlıkların kiralayanlara devredilmesi ve geri alınmasına ilişkin sözleşme kapsamında gerçekleşen tüm işlemler, vergiden istisna edilmek suretiyle işlem vergiden arındırılıyor.

Bu işleme ilişkin detaylar ve yaşanan sorunlara "Sat-kirala-geri al" işlemi nedir, finansal tabloları nasıl etkiler? Başlıklı yazımda yer vermiştim.

Bugün, sat-kirala-geri al sözleşmesi ile bir finansal kiralama şirketine satılan, sonra kiralanan ve sözleşme süresi sonunda şirkete geri dönen bir taşınmazın kısmi bölünmeye konu edilmesi halinde kayıtlarda yer alan özel fonun, taşınmazı devralan kuruma bölünme işlemi kapsamında devredilip devredilmeyeceğinin cevabını bulmaya çalışacağım.

Sat-kirala-geri al işleminde özel fon nasıl oluşuyor ve hangi amaçla kullanılıyor?
Kurumlar Vergisi Kanununa (KVK) göre, her türlü taşınır ve taşınmaz malların 6361 sayılı Kanun kapsamında geri kiralamak amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınmak şartıyla, kurumlar tarafından kiralayanlara satışından doğan kazançların yüzde 100'ü kurumlar vergisinden istisna (KVK 5/1-j)[2].

İstisna, satış kazancının yüzde 100'üne uygulanıyor ve kazancın tamamı pasifte özel bir fon hesabına alınıyor. Fona alınan kazanç kiracı tarafından sadece gerek kira süresi boyunca gerekse kira süresinin sonunda varlıkların geri alınmasından sonra bu varlıkların güncellenen değeri üzerinden ayrılan amortismanlara (bu varlıkların kiralayan kurumlara devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) mahsup diliyor. Yani ayrılan amortismanların bu kısmı gider yazılamıyor. Yenileme fonuna benzer bir fon anlayacağınız…

Gerek kira süresi boyunca gerekse kira süresinin sonunda varlıkların geri alınmasından sonra kiracı (ilk sahibi) tarafından ayrılan amortismanların, sadece kiralayan kurumlara devrinden önce (birden fazla sat-kirala-geri al işlemi yapıldığından ilk devir işleminden önce) ilgili varlığın kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden kısmı ise gider olarak dikkate alınabiliyor.

Fon başka bir hesaba nakledilir, işletmeden çekilir ya da kurum tasfiye edilirse (devir ve bölünmeler hariç), istisna uygulanması nedeniyle zamanında alınmayan vergiler, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil ediliyor.

Sözleşme sonunda geri dönen taşınmazın kısmi bölünmeye konu edilmesi
Kısmi bölünme, tam mükellef bir sermaye şirketinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile bilançoda yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip olduğu üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçının mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak konulması, yani devredilmesidir (Kurumlar Vergisi Kanunu Md.19/3-b).

Kanunda sadece üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesinin zorunlu olduğu belirtildiği halde, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde, bölünmeye konu varlık ayırımı yapılmaksızın kısmi bölünme işleminde, aktifi ve pasifi düzenleyici hesapların, ilgili olduğu aktif veya pasif hesapla birlikte devrolunmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu sonuca, bölünme işlemine kayıtlı değerlerin esas alınması nedeniyle ulaşıldığını sanıyorum.

Bu iki dayanak (özel fonun bölünmede vergileme gerektirmediğine dair açık yasal hüküm ile kısmi bölünmede tüm aktif ve pasif hesapların devralan şirkete intikal etmesini öngören tebliğ açıklaması) nedeniyle, sat-kirala-geri al işleminde şirkete geri dönen taşınmazın kısmi bölünmeye konu edilmesi halinde kayıtlarda yer alan özel fonun kısmi bölünme işlemi kapsamında devralan kuruma intikal ettirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıyorum.

Yani bu isteğe bağlı bir işlem değil, aksine zorunluluk…

Özelge ne diyor?
Bu konuda 4.1.2023 tarihinde verilen E-64597866-125-329 sayılı özelgede bu husus teyit edilerek muhtemel tereddütler giderildi.

Söz konusu özelgede, sat-kirala-geri al sözleşmesi kapsamında geri alınan taşınmazın kısmi bölünme yoluyla devredilmesi halinde, taşınmaza ilişkin özel fonun da devredilmesi gerektiği açıklandı.

Söz konusu fon, devralan kurumda da sadece devralınan taşınmazlar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların kiralayan kurumlara devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) itfasında kullanılabileceğinden, fonun devri bu açıdan mantıklı. Fon devredilmemiş olsaydı, söz konuş amortismanlar gider mi yazılacaktı?

Tabii ki hayır. Maliye devrin mümkün olmadığını söyleseydi bile sat-kirala-geri al işlemi nedeniyle değeri güncellenen taşınmazın bu değer artışına isabet eden amortisman vergi matrahından indirilemeyecekti. 

Kanunda fonun sermayeye eklenmesi düzenlenmediği için gerek ilk sahibi gerekse bölünme halinde devralan kurum tarafından sermayeye eklenmesini önermiyorum. Çünkü bu durum “çekiş” olarak değerlendirilerek vergilendirilmek istenebilir. Her ne kadar bu görüşe katılmasam da (çünkü bu aşamada çekiş söz konusu değil, fon sermaye içinde varlığını koruyor) sermayeye ekleme işlemini riskli buluyorum.

Bence sözleşme süresi sonunda fon tutarı aktifteki değer farkı ile karşılıklı kapatılarak fonun tasfiyesine izin verilseydi, bugün bu konuları tartışmıyor olacaktık. Fonun takip sorunu kendiliğinden ortadan kalkacaktı.

[1] 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu

[2] Finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına sözleşme kapsamında devralınan varlıkların kira süresi sonunda kiracıya (asıl sahibine) geri satışından doğan kazançlara da yüzde 100 istisna uygulanıyor.

ERDOĞAN SAĞLAM