İstifa eden işçiye kıdem tazminatı verilebilir mi
Mehmet Ali Mızırak
Bağımsız Denetçi- SMMM
Soru: İstifa eden işçiye kıdem tazminatı verilebilir
mi yada hak ettiğinden fazla kıdem
tazminatı ödenir mi?
Kıdem tazminatının hak edilebilmesi belli şartlara
bağlı olsa da Çalışanlar iş yerinden
ayrılmaları durumunda kanuni şartların oluşup oluşmamasına bakmadan kıdem
tazminatlarını alabilmeleri yönünde bir beklentiye girerler. Bu beklenti
ekseriyetle çalışan psikolojisinde karşılık bulsa da bazen işverenler açısından
da bir ahde vefa ödeneği olarak algılanabiliyor. Yani işveren istifa eden bir
çalışanına, şimdiye kadar çalışmasından gördüğü memnuniyeti kıdem tazminatı
ödeyerek göstermeyi tercih edebiliyor. Piyasada çokça karşılaşılan, istifa
ettiği halde işçiye kıdem tazminatı ödenmesi hususu hukuki dayanaktan
yoksundur. Kıdem tazminatının doğması için hangi şartların meydana gelmesi
gerektiği kanunda net olarak açıktır. Yazımı uzatmaması için tek tek bu şartların
neler olduğuna yazımda yer vermiyorum. Buna mukabil istifa eden işçinin kıdem
tazminatına hak kazanması mümkün değildir. Hak kazanılmayan bir ödeneğin
yapılması çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Peki bu sorunlar
nelerdir.
Kıdem tazminatı sadece damga vergisi kesintisi içeren
bir ödenektir. Birçok işverence işten ayrılan işçiye yapılacak memnuniyet
ödemesi olarak bunun tercih edilme sebebi de budur. Fakat kanunen doğmamış olan
kıdem tazminatı adı altında ödeme yapılamaz. İstifa eden işçiye işveren
tarafından şimdiye kadar çalışmalarının memnuniyeti uyarınca verilmek istenen
ödemeyi ücret olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ücret ödemesinin hem
gelir vergisi, hem damga vergisi hem sgk primleri kesilerek o ayki ücret
bordrosuna dahil edilmek suretiyle hesaplanması gerekmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi ile ücretin
tanımını “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak
çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile
temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali
sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim,
ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi
şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez” Şeklinde
yapılmıştır. Bu tanımdan istifa eden işçiye ödenen menfaatin ücret olarak
tanımlandığını, asla kıdem tazminatı statüsünde değerlendirmeyeceğini anlaşılmaktadır.
Dolayısı ise sadece damga vergisi içeren kıdem tazminatı şeklinde ödeme yapmak
yerine gelir vergisini de içeren ücret şeklinde ödeneğin hesaplanması gerekir.
Buna ilaveten SGK açısından durumu değerlendirdiğimizde 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinde SGK primine tabi
kazançlar belirtilmiştir. Uzun detaylar içeren mezkur madde incelendiğinde
Gelir Vergisi Kanunu’ndaki ücret tanımı ile ciddi benzerlik göstermektedir.
5510 sayılı Kanun 80. madde ışığında istifa eden işçiye yapılacak ödemenin SGK
primine de tabi olduğu net olarak görülmektedir.
Sonuç olarak istifa eden işçiye yapılacak ödemenin,
kıdem tazminatı olarak sadece damga vergisi kesilmesi suretiyle yapılması
mümkün olmayıp, ücret olarak değerlendirilip gelir vergisi, damga vergisi ve
SGK primlerinin de kesilerek hesaplanıp ödenmesi zorunludur.
Hz Mevlana dan
Ey canımın sahibi olan Yar
Sen benimle olduktan sonra
Kaybettiklerimin ne önemi var!
Mehmet Ali Mızırak
Bağımsız Denetçi- SMMM
DİĞER MAKALELERİ