İşveren-İşçi İhtilaflarının Yargıtay Kararlarına Göre Çözümü Dosyası (Ahmet Metin Aysoy)

İşveren-İşçi İhtilaflarının Yargıtay Kararlarına Göre Çözümü Dosyası (Ahmet Metin Aysoy)

İşveren-İşçi İhtilaflarının Yargıtay Kararlarına Göre Çözümü Dosyası -1  (Ahmet Metin Aysoy, SGK E.Başmüfettişi) 10.04.2015

ahmet-metin-aysoy-e1416211943582Yargıtay kararlarına göre, işveren-işçi ihtilaflarının nasıl neticelendiğine ilişkin ilginç konulardan oluşturduğumuz bu dosyanın, MuhasebeDR.com sitesinin izleyicilerine yararlı olmasını dileriz.

1-İş Arkadaşlarından Borç Para Alma Çalışma Düzenini Bozar mı?

İş arkadaşları bir birinden borç para alır. Bu normal, ama bazen ölçü kaçarsa sonuçları tatsız olur.

Diyelim ki, bir işçi iş arkadaşlarından borç para alıyor ve ödemiyor. Alacaklı işçiler işverene şikayette bulunuyorlar. İşveren de borçlu işçiyi işten çıkartıyor. Borçlu işçi yargıya başvuruyor.

Dava neticesinde, Yargıtay kararını şöyle veriyor:

‘’Davacının aynı işyerinde çalışan arkadaşlarına borcunun olduğu taraflar arasında çekişmesizdir. Alacaklı işçilerin, davacı ile ilgili sıkıntılarını işverene bildirerek şikayetlerini dile getirmiş olmaları, çalışma ortamının olumsuz etkilendiğinin kanıtıdır. Bu nedenle fesih haklı olmasa da geçerli nedene dayandığından davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.’’ muhasebedr.com

(Yargıtay 9 ‘ uncu Hukuk Dairesi, 2.2.2009 tarih ve E. 2008/11046, K.2009/1031 sayılı Karar.)

Şimdi kararı açıklayalım

 İşçinin iş arkadaşlarından borç para alarak ödememesi, çalışma ortamını olumsuz etkiler

İşverenin işçinin sözleşmesini feshetmesi haklı nedene değil geçerli nedene dayanmaktadır.

İşçinin iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmaması şu sonucu doğurur. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir.

İşçinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanması şu sonucu doğurur. İşçi açtığı işe iade davasını kaybetmiştir. Yani işçi boşta geçen süreleri için işverenden tazminat talep edemeyecektir. İşçi bu 4 aylık ücreti tutarındaki tazminatı alamayacaktır. Ayrıca işverenden işçi işe başlatılmasını talep edemeyecektir. Böylece işveren işçiyi işe başlatma veya işe başlatmama halinde 4 ile 8 aylık ücret tutarındaki tazminatı işçiye ödeme sorumluğundan kurtulmuştur.

 

2-İşveren Aldığı Kararla, Müdürü Müdür Yardımcısı Yapabilir mi?

İşverenin aldığı kararla, teknik müdür olarak çalışan işçinin pozisyonu teknik müdür yardımcısı olarak değiştirilmiştir. Pozisyon değişikliğini kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesi işverence feshedilmiş, buna mukabil işçi de işe iade davası açmıştır.

Sonuç?

Yargıtay kararını okuyalım.

‘’Dava, feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkindir.

İş ilişkisinde işletmesel kararla iş sözleşmesini fesheden işveren, Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca, yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kullanırken, keyfi davranmamalı, işletmesel kararı alırken dürüst olmalıdır.

Keyfilik denetiminde işverenin keyfi davrandığını işçi iddia ettiğinden, genel ispat kuralı gereği, işçi bu durumu kanıtlamalıdır.

Somut olayda; işletmenin pozisyon değişikliğine ve davacının görev tanımına ilişkin herhangi bir işletmesel kararının bulunmadığı hususunun davalının kabulünde olduğu da dikkate alındığında mahkemenin kabulüne uygun olarak her ne kadar işletmesel kararın dengeli ve tutarlı uygulandığı kabul edilmiş ise de davacının Teknik Müdür iken (Teknik) Müdür Yardımcısı görevine getirildiğinde hangi yetkilerin kendisine verildiği hususuna açıklık getiren yazılı herhangi bir belge ve görev tanımının bulunmadığı, işletmesel kararın ayrıca yazılı yapılarak davacıya tebliğ edilmediği hususu da dikkate alınarak davacının pozisyonunun ne olduğu hususlarına tam bir açıklık getirilmeden eksik inceleme ile işe iade davasının reddi yönünde karar verilmesi hatalıdır.’’

(Y.7.H.D, 10.7.2013 tarih ve E.2013/18242, K.2013/13010 sayılı Karar.)

Sonuç: İşveren yönetim yetkisi kapsamında aldığı  işletmesel karar ile müdürü müdür yardımcısı görevine  getirebilir.   Ancak, işveren yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kullanırken keyfi davranmamalı, bu işletmeselkararı  dengeli  ve tutarlı uygulamalı, işletmesel kararı müdüre yazılı tebliğ etmeli ve hangi yetkilerin kendisine verildiği hususuna açıklık getirmelidir.

3-Trafik Kazası Yapan İşçinin İş Sözleşmesini Geçerli Nedenle Feshetmek Mümkün mü?

İşçi işyerine ait araçla trafik kazası yapmıştır. Trafik kazası sonucu oluşan zarar sigorta şirketi tarafından karşılanmasına rağmen, kaza yapan işçinin iş sözleşmesi işverence feshedilmiştir. Bunun üzerine, içi de işe iade davası açmıştır. Dava sonucunda, Yargıtay aşağıda belirtilen kararı vermiştir.

‘’Somut olayda, yazılı bir fesih bildirimi bulunmamakta ise de, iş sözleşmesinin İş Kanunu'nun 25/II-ı maddesi uyarınca feshedildiği ileri sürülmüştür. Bu nedenle salt davacının fesihten önce savunmasının alınmamış olması feshi geçersiz kılmaz. Trafik kazası sonucu 8.022. YTL zarar meydana gelmiştir. Her ne kadar belirtilen zarar sigorta şirketi tarafından karşılanmış ise de, aracın tamir süresince çalıştırılmaması, kaza nedeniyle oluşan değer kaybı, sonraki sigorta işleminde hasarsızlık indiriminden yararlanamama gibi hususlar göz önünde bulundurularak oluşan zarar miktarı nedeniyle iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir.’’(10.7.2006, Y.9.H.D, E.2006/16499, K.2006/20608)

Sonuç: İşçinin işyerine ait araçla trafik kazası yapması sonucu araçta oluşan zarar sigorta şirketi tarafından karşılansa bile, aracın tamir süresince çalıştırılmaması, kaza nedeniyle oluşan değer kaybı, sonraki sigorta işleminde hasarsızlık indiriminden yararlanamama gibi hususlar göz önünde bulundurularak oluşan zarar miktarı nedeniyle, işyerine ait araçla trafik kazası yapan işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilmesi mümkündür.

-DEVAM EDECEK...

Ahmet Metin Aysoy

 SGK E.Başmüfettişi

10.04.2015