Maliye İdaresinin Tahkim ve Sulhlere İlişkin “Tenfiz Kararı” Görüşü

Ersin DEMİRCAN E. Vergi Müfettişi

Maliye İdaresinin Tahkim ve Sulhlere İlişkin “Tenfiz Kararı” Görüşü

Maliye İdaresi, mükelleflerin yurtdışındaki müşteri ve tedarikçileri ile yaşadıkları hukuki ihtilaflarda bu firma ve şahıslar tarafından açılan tahkim ve sulh davalarında verilen kararın, Türkiye'de “tenfiz edilmesi gerektiği” ve bu tenfiz kararı olmadan yapılan ödemelerin kurum kazancından gider olarak kabul edilemeyeceği yönünde görüşe sahip.

Tanıma anlamına gelen tenfiz davası, yabancı ülke mahkemesinde veya sulh ve tahkim kurullarında verilen bir kararın Türkiye'de geçerli olabilmesi için açılan dava türü olup kararın Türkiye'de geçerliliği için tanıma tenfiz davasına ihtiyaç vardır.

Yabancı mahkeme kararının maddi ve şekli anlamda kesin hüküm teşkil eden hükümleri için tenfiz yapılabilir. Tenfiz için Türk mahkemesinden tenfiz kararı alınması gerekir. Tenfiz talebi, yabancı mahkeme kararından hukuki yararı olan herkes tarafından yapılabilir.

Tenfiz kararı verecek olan mahkeme, tenfiz şartlarına bağlı olarak tahkim kurulu veya sulh kararının, kısmen veya tamamen tenfizine veya değiştirerek istemin reddine karar verebilmektedir. Ayrıca, söz konusu tenfiz kararlarının temyiz edilebilme imkanı da bulunabilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde de, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safı kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde ise, sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddî ve manevî zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirime konu edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Maliye idaresine göre, yurtdışındaki sulh, tahkim ve hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların, takibi yapılacak ülkede icra olunabilmesi o ülkedeki yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlı olduğu görüşü hakim. Özetle,  yaşanan anlaşmazlıklar sonucunda yabancı ülkelerden alınan tahkim kurulu ve mahkemeler tarafından verilen kararlar Türkiye'de tenfiz edilmeli, tenfiz kararı olmadan yapılan ödemelerin ise yukarıda yer verilen hükümler bağlamında kurum kazancından gider olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Bu görüş, işletmelerin uluslararası ticaret ve hukuki süreçlerde sıklıkla karşılaşabileceği bir hususta kurum kazancının tespitinde gider olarak yapılacak ödemelerin tespitinde önemli bir detayı işaret ediyor.  Yabancı ülkelerde verilen hukuki kararların Türkiye'de tanınması ve icra edilmesi süreci, mükellefler tarafından dikkatle ele alınması gereken bir konu. Tenfiz kararı olmadan kazançta gider olarak gösterilen yurtdışı ödemelerin tespiti halinde mükellefler vergi ziyaı cezalı tarhiyatla karşı karşıya kalabilir.

Ersin DEMİRCAN

E. Vergi Müfettişi

[email protected] 


-YASAL UYARI-